arjantin

Arjantin Ekonomik Krizi ve Nedenleri

Arjantin

Arjantin’e gelen İspanyollar 1536’da Buenos Aires’da ilk koloniyi kurmuşlardır. Arjantin ise İspanya’dan bağımsızlığını 1816 yılında kazanmıştır. Yirminci yüzyılın ilk on yılında Güney Amerika’nın başkenti olmakla birlikte en zengin ülkesi olmuştur. 6 yıl süren İkinci Dünya Savaşı’ndan (1 Eylül 1939-2 Eylül 1945) 1976 yılına kadar iktidarda askeri darbe izlenmiştir. Birleşik Krallık ile Falkland Adaları için yapılan savaş sonunda (1983) demokrasiye dönülmüştür. Günümüzde de Arjantin, Güney Amerika’nın önemli ülkelerinden biri olmasına rağmen son zamanlarda içerisinde bulunduğu kriz ile gündeme gelmektedir. Yirminci yüzyılın başından beri birçok kriz deneyimi olmasına rağmen, hala üstesinden gelebilmiş değildir.

Bu çalışmamızın amacına gelecek olursak, öncelikle krizin sebeplerini iktisadi olarak analiz ederek açıklayacağız. Sonrasında ise krize karşı alınan tedbirleri ve müdahaleleri analiz edeceğiz.

Sosyo-Demografik Özellikler

Başkent: Buenos Aires

Başkan: Mauricio Macri

Nüfus: 44,27 Milyon

Para Birimi: Arjantin Pesosu

Gayri Safi Yurt İçi Hasıla: 637,6 Milyar USD

Kişi Başına GSYİH: 14.401,97 USD

GSYİH Büyüme Oranı: %2,9 yıllık değişim

Dünya Bankası verilerine göre Arjantin ekonomisi, 628 milyar ABD Dolarını aşan Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYİH) ile Güney Amerika’nın en önemli ekonomilerinden biridir. Enerji ve tarım bakımından geniş doğal kaynaklara sahiptir. Toprakları oldukça bereketlidir. Yenilenebilir enerji için de büyük potansiyele sahiptir. Arjantin önde gelen bir gıda üreticisidir. Bunu da büyük ölçekli tarım ve hayvancılık endüstrilerine borçludur. Yüksek teknoloji sektörlerinde yenilikçi hizmetlerde önemli fırsatlar sunan da Arjantin’dir.

Arjantin, 2004-2008 yılları arasında yoksulluğun azaltılması ve ortak refahın artırılması konusunda Güney Amerika’da ki diğer ülkelere kıyasla en iyi performansı gösteren ülke olmuştur. %40’lık gelirler, %7,6’lık ortalama gelir büyümesine kıyasla yıllık %11,8’lik bir oranla büyümüştür. Bu büyümenin 2008’den sonra yavaşladığını söyleyebiliriz. Resmi istatistiklere göre 2018’in ilk yarısında halkın %27,3’ü gibi ciddi bir kısmı yoksulluk içinde yaşarken %4,9’u aşırı yoksulluk içinde yaşamaktaydı.

Arjantin’in öncelik verdiği harcamalara değinecek olursak listenin başında Evrensel Çocuk Ödeneği de dahil olmak üzere sosyal harcamalar gelmektedir.

Ekonomik Krizi

Değerlendirmeye ekonomik krizin tanımı ile başlayacak olursak, ekonomide hizmet, mal, döviz fiyatları ve üretimdeki kabul edilen seviyenin yerini şiddetli dalgalanmaya bırakması ile oluşan durumdur. Bu dönemin en belirgin özelliği ise ülke para biriminin döviz cinsinden değer kaybına uğramasıdır. Arjantin Pesosu’nun USD cinsinden bir yıllık değişim grafiği aşağıdaki gibidir. 18 Kasım 2017’de 1 dolar 17,48 Peso iken 18 Kasım 2018’de 35,78 Peso’ya yükselerek %100’ün üzerinde değer kaybına uğramıştır. Daha açık belirtilmesi gerekirse 18 Kasım 2017’de 1 dolarlık ürün için 17,48 Peso ücret ödemesi gerekirken, 2018’in aynı ay ve gününde 1 dolarlık ürün için 35,78 peso ücret ödemesi gerekmektedir. Buna bağlı olarak ülkenin alım gücü düşmektedir.

Bu makale ilginizi çekebilir:   Kredi Garanti Fonu - KGF : Türkiye Ekonomisine Etkileri

2018 yılı USD/ARS değişimi

Arjantin Peso’sunda Değer Kayıplarının Nedenleri

Önceki yıllarda da kriz tecrübesi olan Arjantin, Peso’nun değer kaybı karşısında da tecrübelidir. Peso’nun bu ciddi değer kaybında Arjantin Merkez Bankası önemli role sahiptir. 17 Haziran 2018 Perşembe günü günlük spot ihalesini 150 milyon dolara çıkarması Peso’nun akıbetinin değişmesinde önemli bir etmen olmuştur.

Arjantin hükümetinin ekonomiye yeni düzen getirme hamlesinde ki endişeli tutumu da Peso’nun değer kaybına yol açmıştır. Çünkü bu endişeli tutumu Arjantin ekonomisinin kredibilitesini olumsuz etkilemektedir. Kredibiliteyi ekonominin ve hamlelerinin tutarlılığına bağlı olarak oluşan güven diyerek de açıklayabiriz.

Ülke vatandaşlarının dolara olan talepleri de Peso’nun değer kaybında etkili olmuştur. Çünkü bir ürüne olan talep artarsa o ürünün değeri artacaktır. Peso’nun değer kaybını gören vatandaş kendini güvene almak için birikimlerini dolar cinsinden yapacaktır. Veyahutta Peso’nun değer kaybedeceğini ön görerek parasını dolara çevirecektir. Pesonun tekrar değer kazanmaya başlaması ilede doları Peso’ya çevirerek kar edecektir.

Ekonomik krizin Diğer Nedenleri Nelerdir?

Başkan Macri’nin seçim dönemlerinde vaat ettiği ihracat verimliliğindeki iyileştirmelerde pasif kalması, oluşan ekonomik krizin zeminini oluşturan önemli etmenlerden biridir.Başkan Mauricio Macri 2015 yılında Arjantin yönetiminin başına geçmiştir. Şimdi aşağıdaki grafik ile Macri yönetiminde ihracat değişimini inceleyelim.

2013-2018 yılları arasında ihracat miktarı(Milyon Dolar)

Macri yönetiminden önce ihracat 2013’ün ortalarında 8000 milyon doları aşarak zirveyi oluşturmuştur. 2015’de ise yani Macri yönetimine geçiş döneminde 4000 milyon doların altına düşerek çöküşe geçmiştir. Macri yönetimi ile birlikte 2015’in ortalarında kadar yükselişe geçen ekonomi Macri’nin vaatlerinin gerçekleşmesi için halkı umutlandırırken, 2016’da bu umutlar yıkılmıştır. İhracat 3500 milyon dolara gerilemiştir.Günümüze dek inişli çıkışlı bir seyir izleyen ihracat 6000 milyon dolara ulaşamamıştır.

İhracatın azalmasının yanı sıra ithalatında artış göstermesi ekonomik krizi daha alevlendirmiştir. İthalat oranları da aşağıdaki gibidir.

2013-2018 yılları arasında ithalat miktarı(Milyon Dolar)

İki grafiği karşılaştırdığımız zaman bir şeylerin yolunda gitmediğini kolayca fark edebiliriz. Macri yönetiminde ihracatın ithalatla başa baş olduğunu yada ithalatın ihracatı aştığını görüyoruz. Bundan haraketle diyebilrizki Arjanti ekonomisi kötüye gitmektedir.

Arjantin ekonomik krizinin oluşumunda ki bir diğer etmen ise dış borçlardır. Dış borçlarının artması ülkeyi her bakımdan olumsuz etkilemektedir. Dış borç ülkenin dış ülkelerden aldığı borçtur. Arjantin’in son 5 yılda ki dış borç grafiği aşağıdaki gibidir.

2013-2018 yılları arasında dış borç miktarı (Milyon Dolar)

2013’de 160.000 milyon dolara yaklaşan dış borcun 2018’de 260.000 milyon doları aştığı görülmektedir. Borcun Arjantin Pesosu’na çevrileceğini varsayarak ve pesonun değer kaybını göz önünde bulundurarak ekonomideki kötü gidişatı daha iyi anlayabiliriz. Dış borcun bu artışı nereye kadar devam edecek diye soracak olursak, moratoryum ilan edene kadar sürecektir. Moratoryumdan bahsedecek olursak, borçlu ülkenin ödeme gücünü kaybederek borcunun tamamını veya bir kısmını ödeyemeyeceğini ilan ederken ek ödeme süresi istemesi durumudur. Muhtemelen buna bağlı olarakta diğer ülkeler borç vermeyi durduracaktır.

Bu makale ilginizi çekebilir:   Petrol Savaşları ve Petrol Fırtınası

Ekonominin bu denli ekonomik kriz aşamasına gelmesindeki bir diğer önemli etmende enflasyondur. Gerekli ve etkili müdahelelerin yapılamayarakenflasyn artışının önüne geçilememesi krizi getiren etmen olmuştur. 5 yıllık enflasyon grafiği aşağıdaki gibidir.

2013-2018 yılları arasında enflasyon oranları (Yüzde %)

Enflasyon Macri yönetiminde 2016 yılı itibariyle %20’nin altına düşmemiştir. Şu an ise %45 seyrindedir.

Kapasite kullanım oranının düşmesinide krize karşı bir güç kaybı olarak görebiliriz.

2013-2018 yılları arasında kapasite kullanım oranları (Yüzde %)

Krizden Çıkmak İçin Uygulanan İktisadi Politikalar

Arjantin Merkez Bankası faiz artırımı yapıyor. Yani faizleri artırarak daha fazla yatırımcıyı kendi bünyesine çekiyor. Bu şekilde enflasyonu düşürerek krizden kurtulmaya çalışıyor. Gelin Arjantin’in faiz oranlarını inceleyelim.

2013-2018 yılları arasında faiz oranları (Yüzde %)

2017’de %70’e ulaşan faiz oranı rekor görülürken 2018’de bu rekor yenilenmiştir.Gfafiktende anlaşılacağı üzere Macri yönetiminde faiz oranları %20’nin üzerinde bir seyir izlemektedir. Peki bu hamle ne kadar işe yaradı birde buna bakalım.

Bir yıllık doğrudan yabancı yatırım miktarı (Milyon Dolar)

Grafikten de görüldüğü üzre faiz artırımının doğrudan yabancı yatırım miktarının artışında etkili olduğu görülmektedir. Doğrudan yabancı yatırım miktarı 500 milyon doları aşmıştır. Bu artış Arjantin için umut vaad etmektedir.

IMF-Arjantin İlişkisi

IMF(International Monetary Fund) uluslararası mali sistemin işleyişini düzenleyen para fonudur. 1944’de ABD’nin Bretton Woods kasabasında kurulmuştur fakat fiilen çalışmya 1948’de başlamıştır. IMF’nin kredileri bilinenin aksine azdır ama buna rağmen ülkeler IMF’den kredi almak isterler. Sebebi ise IMF’nin bir ülkeye kredi vermesi demek, diğer ülkelerin de o ülkeye borç verebilecekleri anlamına gelir. Bir nevi o ülkenin kredibilitesi artmış olur. Fakat her istediğimiz zaman bu krediyi alamayız. Alabilmemiz için durdurulamaz bir ödemeler bilaçosu açığı olmalıdır. İşte bu noktada Arjantin ile olan ilişkileri yakınlık kazanmaya başlar. Arjantin’in IMF ile olan ilişkisi 1958 gibi oldukça eskilere dayanmaktadır.

Gelin bu IMF-Arjantin borç ilişkisini birlikte inceleyelim.

IMF ve Arjantin borçlanmasının tarihi uzantısı(kaynak:IMF)

Arjantin Haziran 2018’de alacağı 50 milyar dolarlık kredi ile tarihinin en yüksek kredisini alacaktır.

Mevcut yönetim ile ekonomik krizin önüne geçmenin oldukça zor olduğunu söyleyebiliriz. Gerekli tedbirlerin alınamayarak ekonominin bu noktaya gelmesi büyük ölçüde mevcut yönetimin suçudur. İhracatı artırmak için üreticiye teşvik amaçlı destekler verilmeliydi. Arjantin Pesosu değer kaybında bu noktaya gelmeden Merkez Bankası müdahele etmeliydi. Ekonomik kriz dönemine girilmişken askeri harcamaları artırmak yerine azaltmalıydı. Akabinde mali harcamalarınıda artırmak yerine azaltmalıydı. Arjantin ekonomisindeki bu çöküşü yolsuzluk endeksi ile sonlandırmak istiyorum.

Bu makale ilginizi çekebilir:   Türkiye'de Kobi ve Kobi Destekleri

10 yıllık yolsuzluk endeksi (Puan)

KAYNAKÇA

İnan, A., “Arjantin Krizinin Sebepleri ve Gelişimi”, Bankacılar Dergisi, sayı 42, (2002).

İnternet: https://tr.tradingeconomics.com/argentina/corruption-index (2018).

İnan, A., “Arjantin Krizinin Sebepleri ve Gelişimi”, Bankacılar Dergisi, sayı 42, (2002).

İnternet: https://www.worldbank.org/tr/country/argentina (2018).

Ergün, S., “Arjantin’in Ekonomik İstikrarsızlık Tarihi:İnişler Ve Çıkışlar”, Akademik Bakış Dergisi, sayı 20, (2010).