Diderot Etkisi

Tüketim Alışkanlıklarında Diderot Etkisi Nedir?

Diderot Etkisi

Diderot etkisi ile ilgili süreç 1765 yılında filozof Dennis Diderot’un kırmızı sabahlık almak istemesiyle başladı. Büyük bir kütüphanede Rus imparatorunun himayesinde çalışan Diderot,aldığı maaşla kırmızı sabahlık almıştır. Bunun ihtişamına kapılan Diderot, giysilerinin güzel olması ve kendi kaldığı dairenin de güzel olmasını istemiştir ve sonunda borçlu hale geldi. Bu tüketim çılgınlığı onu tarif eden ilk insan sebebiyle Diderot Etkisi olarak hayatımıza giriş yapmıştır.

Diderot Etkisi Türleri Nelerdir?

Diderot etkisi iki aşamalı bir olaydır. Alışverişte yaptığımız ve aldığımızla ilgili iki varsayımı temel alır. Bu fikirler:

  • Tüketicilerin aldığı herhangi bir mal onların kimlik parçası olur ve birbirini tamamlama zorunluluğu hissedilir.
  • Alınan bu malın yerine yeni mal alınması yeni bir tamamlama eğilimi yapmak için bu tüketim etkisine girilmesine sebep olabilir.

Her iki fikir de çıkarılan bu sonuçlara yakın olarak Diderot’un yazısında anlatılır.O aldığı ilk sabahlığın bir yazar olarak kimliğinin bir parçası olduğunu şöyle açıklar:

‘’Uzun siyah çizgilerin izinde bana sunduğu hizmetleri görebiliyordum. Bu uzun çizgiler edebiyatçı, yazar ve çalışan bir adamı simgeler. Hiçbir işe yaramasa da zengin bir eşyanın havasına sahibim artık. Kimse kim olduğumu bilmiyor.’’

Diderot Etkisi ve Tüketici Davranışları

Diderot’un yaşadığı bu olayda iflas eşiğine gelmesi söz konusu olmuştur.Tüketim çılgınlığının kontrol edilemez oluşu iflasın kaçınılmaz bir serüvenidir.Bu bir tüketim döngüsü haline gelir ve insanlık için hem maddi hem manevi olarak çöküntü anlamına gelmektedir. Diderot Etkisi bir bakıma tüketicilerin ihtiyaç duymadığı ancak ‘’olmalı’’ mantığıyla hareket edilmesi demektir.Kimlik tamamlaması dediğimiz bu etki kısa süre içerisinde tüketiciler tarafından yapılan bu harcamalarla kontrolden çıkabilir hale gelir.

Tüketiciler Tüketim Çılgınlığından Nasıl Çıkabilir?

Tüketicilerin bu çılgınlığa girilmeye karşı çıkmasına rağmen devam etmesi ve yapması,bu Diderot Etkisi’nin ne kadar kalıcı bir iz bıraktığını görmek kaçınılmazdır.Yapılacak temel şeylerden bir tanesi bu tüketim çılgınlığının hiç başlatılmamasıdır.İhtiyaç duyulan şeylerin alınması ve bu ihtiyaç duyulan şeylerin yeterliliği çok önem taşır.Böylece bu etkiye girilmemiş olur,tüketicide refah seviyesi bir bakıma artar.Ve insanların bu düzende tüketim yarışı içinde olmamaları için aslında kendi aralarında bir psikolojik baskı uygulamaları gerekir.Böylece bu etki en aza indirgenir,maddi ve manevi açıdan refah hem bireye hemde bireyin topluma yarattığı etkiyle artmış olur.

Bu makale ilginizi çekebilir:   PayTr Ödeme Hizmetleri Nedir? Bilinmeyenler |2023

Diderot Etkisinin Felsefi İlişkisi

Diderot Etkisi başka bir felsefe ile benzer değildir,ancak Budizm inancında öğretilen bir kaç felsefik yaklaşım benzer nitelik taşır.Budizm’deki olay şudur; arzu peşinde koşmanın neden mutlaka mutluluk getirmeyeceğine de mükemmel bir örnek teşkil eder.

Diderot Etkisi Kim Tarafından Çıkarılmıştır?

McCracken bu olayı okuduğunda ilham almıştır ve günümüzdeki tüketimin nasıl yapıldığı konusunda önemli bir boyutta açıklamalar yapmıştır. McCracken’in tanımına göre;’’bir kültürel tutarlılığı, uyumu birey ile onun tüketim ürünleri arasında sağlamaya yönelik teşvik eden bir güçtür. Kısaca, birbirleriyle kültürel olarak uyumlu, birbirini tanımlayan, bütünleyen, bir grup tüketim ürünün etkileşimidir.’’

McCracken’e göre Diderot Etkisi Koşulu

McCracken’ göre Diderot Etkisi’nin oluşumu iki aşamadan ele almanın doğru olacağını söylüyor.1.aşaması;Tüketicilerin yapacak oluduğu veya yaptığı alışverişlerde bu etki algı yaratıyor.Tüketici kendi kişiliğiyle uyumlaştırmak istediği mal veya hizmeti kendisinde bu etkiyi yaratarak denge olarak görüyor ve uyum sürecine girmiş bulunuyor.2.aşaması ise alınan bu mal veya hizmetin tüketicide yaratacağı negatif durumdur.Tüketicinin alacağı mal veya hizmeti kendi kimliğiyle uyumlaştırma sürecine giremeyeceğini anladığı an olabildiğinde bu mal ve hizmetten uzaklaşır.Yani bir bakıma şu denilebilir; Tüketicinin alacağı mal veya hizmet tüketicinin asli kimliğini tanıtmış olur.

Yazar: Atakan GÜNEŞ