Ekonomik Krizde Hangi Firma ve Sektörde İşe Başvurulur?

Krizde Hangi Firma ve Sektör

Ekonomik Krizler konusunda genellikle yanlış veya eksik bir sınıflandırma yapılır. Ekonomilerin içinden geçtiği krizler katı bir şekilde olmasa da ikiye ayrılabilir:

  1. Finansal Krizler
  2. Ekonomik Krizler

Finansal krizler: Ekonomide özellikle güven ortamının kaybolmasından dolayı risk almak istemeyen yatırımcıların yol açtığı likitide eksikliğinden kaynaklanır. Bu likitide kuruluğu yani sıcak para eksikliği Merkez bankası veya hükümetlerin doğru müdahaleleri ile hızlıca giderilebilir.

Ekonomik krizler: Ekonominin her alanında güven ortamının kaybolması ve mevcut hükümetlerin güven ortamını tesis edememesinden kaynaklı hem likitide eksikliği hem de gelecek hakkında kötümser firma ve vatandaşların ekonomide üretim ve tüketim de azalışlara neden olmasından kaynaklanır. Finansal krizden farklı olarak reel sektörlere etkisi yüksek olup işsizliği yükseltir. Yeni yatırımların ertelenmesine veya iptal edilmesine neden olur.

Krizler konusunu biraz incelediğimize göre önce içinde bulunulan dönemin doğru analiz edilmesi gerektiğini görüp ona göre analize devam edelim.

Bazı Ekonomik Krizlerin Özellikleri

1994 Krizi : Finans Krizidir

2001 Krizi: Finans Krizi olarak başlayıp Ekonomik Krize evrilmiştir.

2008 Dünya Finans Krizi: Finans krizi olarak başlayıp Amerika ve gelişmiş ülkelerde kısmen ekonomik krize dönüşse de özellikle gelişmekte olan ülkelerde sadece finansal kriz olarak kalmıştır.

2018 Krizi: Kriz önce finans krizi olarak başlamış ama Eylül 2018’de yapılan keskin faiz artışı ile ekonomik krize doğru evrilmiştir.

Sektör ve Firmalar

Kriz kimileri için yıkım derken bazı iş kolları için de fırsatlar yaratmaktadır:

  • İhracat ağırlıklı üretim yapan her firma: (özellikle ithalata bağımlı olmayan) ekonomik krizin piyasada yerli paranın değerini düşürmesi sonucu satışlarını arttırır. Türkiye’de en çok ihracat yapan firmalara yapılacak iş başvurularına olumlu dönüş alma ihtimaliniz yüksektir.
  • Dış Ticaret departmanları ve Gümrük Müşavirlikleri: İhracat işlemlerindeki artış veya ithalat artışları bu sektörü hem ekonomik krizde hem de refah/bolluk zamanlarda gözde kılar.
  • Turizm sektörü: Turizmi yurtdışına mal satmadan yurtiçinde gerçekleşen bir ihracat hizmeti gibi düşünebilirsiniz. Yerli para değer kaybedince yabancı turist için ucuz bir ülke haline gelen ekonomik kriz içindeki ülkede yabancı turist sayısı da artacaktır. Dolayısı ile talep artışına yetişmeye çalışan sektörde istihdam da artar.
  • Ucuzluk/İndirim Sektörleri: Kriz sırasında cebini daha çok düşünen vatandaş lüks malı müadili olan daha düşük bütçelere hitap eden temel/zorunlu ürünleri satan firmalardan alışveriş yapmayı tercih eder. Migros yerine Bim/A101, Armani yerine Koton, LCW, De facto vb. Bu nedenle daralma dönemlerinde fiyat avantajı olan her firma işe başvurularda ön sıralarda yer almalıdır.

Uzak durulması – küçülmesi beklenen sektörler:

  • Finansal kurumlar özellikle bankacılık sektörü hem finansal krizlerden hem de ekonomik krizlerden oldukça etkilenir. İşe alım sürecinde en hızlı sektörlerden biri olurken işten çıkarmalarda başta gelen sektörler arasındadır.
  • Lüks tüketim imkanı sunan sektörlerden rekabeti bol olanlarda rekabette avantaj kazanmaya çalışan firma yine özellikle istihdam konusunda istekli olmaz. Bu yüzden lüks tüketim ürünleri üreten/satan firmalar iş konusunda arka sıralarda gelmektedir.
  • İthalata bağlı satış yapan firmalar bu dönemlerde maliyet artışlarından dolayı ciro kaybına uğrarlar. Bu yüzden istihdam konusunda kısıtlamaya gitme ihtimalleri/küçülmeleri çok mümkündür.
Bu makale ilginizi çekebilir:   Osmanlı İmparatorluğu'nda Ekonomi Politikası ve Borçlanma

Bu kadar analize rağmen unutulmaması gereken şey ise şudur: Kendi branşında uzman, kendini geliştirmiş mümkün olduğu kadar yabancı dil bilgisi de olan herkes ekonomik kriz olsa da iş bulur.