İslam İşbirliği Teşkilatı
İslam İşbirliği Teşkilatı

İslam İşbirliği Teşkilatı Nedir? İİT Üyelik Detayları |2023

İslam İşbirliği Teşkilatı Nedir?

İslam İşbirliği Teşkilatı kuruluşu 1967 senesinde Arap ve İsrail savaşı sonrasında Fas’ın başkenti Rabat şehrinde ilk İslam zirvesi toplantısında oluşturulmuştur. Bu savaşta Arap Ülkerini işgal eden İsrail sayesinde Müslüman ülkelerinin birbirine kenetlenmesine yol açmıştır. Bu savaştan 2 yıl sonra Church of God adlı tarikata bağlı Denis michael rohan adında Avustralyalı bir Hristiyan’ın 21 Ağustos 1969 Mescid-i aksa’yı kundaklamaya çalışması Müslümanlar’ın bu birliği oluşmasına sebep oldu.2000 yılında olan olaylar İslam teşkilatının daha iyi hale gelmesine sebep olmuştur örnek olarak 2001 yılında olan ikiz kuleler saldırısı, Arap baharı, Irak’ın işgali bu olaylar İslam İşbirliği teşkilatının uluslararası Ülker den karşısında saygınlık kazandırmıştır.

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Amacı

İslam işbirliği teşkilatının amacı Müslüman ülkeleri bir araya getirip ümmetin sorunları halletmek amaçlı kurulmuştur. Bu teşkilata üye olan devletler ekonomik ,siyasal ve kültürel anlamda birbirlerine destek olurlar ne kadar siyasi sözler tutulmamış olsa da ekonomi konusunda ticari destek yapılmaktadır. Bu kuruluşun temel ilkesi her İslam devleti buraya katılabilir ama İslam hukuk devleti yani İslami şekilde yönetilen devletlerin katılması kolayken bazı devletlerin katılması için zorlu olan bir sebep.

İslam İşbirliği Teşkilatı Organları

İslam işbirliği teşkilatı organları 3 tanedir bunlarda İslam zirvesi, dış işleri bakanlığı ve genel sekreterlik. Olağan üstü bir durum olmadığı durumda bu kuruluş 3 senede bir toplanır. Karar alma organı olarak İslam zirvesi görülür bu zirvede teşkilata üye olan devletlerin nasıl bir politika izlemesi gerektiği konuşulur. Ekonomik konuda bu kuruluşun İslam kalkınma bankası vardır bu bankada para birimi dinardır. Bankanın amacı İslam ülkelerinde yaşayan insanlar için maddi refahı arttırmaktır ve onlara kredi vermektir.

İslam işbirliği teşkilatının uluslararası siyasetteki algısı ve etkisi soğuk savaş sonrası İslam Ülkeleri ve İslamcılığa karşı bir fobi oluşmuştu buda bu teşkilatının yenilikler ve amaçlarına ulaşmasına da engel olmuştur .Bu durum bu yönden kötü olduğu kadar da iyi bir yönü de İslam devletlerinin değil tüm dünyanın sorunlarını ele almak gibi yeni bir hedef belirlenmiş ve dünyadaki diğer teşkilatlarla anlaşmalar yapılmıştır buda teşkilat için iyi olmuştur.

İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkeler Kimlerdir?

İslam işbirliği teşkilatı merkezi Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde yer alır. Şu anki Genel Sekreter 2016’dan beri Yusuf Bin Ahmed El Useymim’dir. Örgütün kurulu amaçları ve üyelik koşulları ile ilgili ingilizce metne ulaşmak için tıklayınız

Bu makale ilginizi çekebilir:   Sistemik Risk Nedir? Too Big To Fail Nedir?

Teşkilata üye ülkeler ise Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Bahreyn, Bangladeş, Benin, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Brunei, Burkina-Faso, Cezayir, Cibuti, Çad, Endonezya, Fas, Fildişi Sahili, Filistin, Gabon, Gambiya, Gine, Gine Bissau, Guyana, Irak, İran, Kamerun, Katar, Kazakistan, Kırgızistan, Komorlar, Kuveyt, Libya, Lübnan, Maldivler, Malezya, Mali, Mısır, Moritanya, Mozambik, Nijer, Nijerya, Özbekistan, Pakistan, Senegal, Sierra Leone, Somali, Sudan, Surinam, Suudi Arabistan, Tacikistan, Togo, Tunus, Türkiye, Türkmenistan, Uganda, Umman, Ürdün, Yemen, Suriye (Üyeliği 14-15 Ağustos tarihlerinde düzenlenen 4. Olağanüstü Zirve’de askıya alınmıştır.)

Türkiye teşkilatın kuruluşundan bu yana üyedir. Ülkemiz teşkilatın çalışmalarında aktif bir üyesidir. KKTC 1979 yılından beri teşkilatta gözlemci üye statüsünde yer almaktadır. Toplantılara aktif olarak katılır önceden Kıbrıs Türk Müslüman topluluğu olarak teşkilatta yer almaktaydı 2004 yılından beri ise Kıbrıs Türk Devleti olarak yer almaktadır.

Sonuç olarak ise organize olarak Birleşmiş Milletlere benziyor birçok organ onlar gibi kurulmuş olsa bile organların teşkilatta tam olarak yerine getirilmemektedir. Özellikle orta doğuda yaşanan sorunları teşkilatta birlik olup halledilmesi gerekirken uluslararası diğer faktörlerin gölgesine sığınılmıştır buda teşkilata olan güveni ters bir şekilde etkilemiştir.

İbn-i Haldun’un “Coğrafya Kaderdir.” Sözü aslında kimleri örnek alınması gerektiğini teşkilata ders vermiş nitelikle lakin teşkilat BM’yi örnek almıştır ve de bu örnek alımın yanlış olduğu bariz bellidir.

Yazar: Onurcan YURDALAN

Kaynakça;