Cantillon Etkisi (Cantillon Effect) Nedir? |2023

Cantillon Etkisi Nedir?

Cantillon Etkisi (İngilizcesi Cantillon effect)  piyasaya giren yeni paranın, gecikmeli enflasyonist etkisi nedeniyle zengin-fakir ayrımını derinleştirdiğini iddia etmektedir. Cantillon etkisi , 1680’li yıllarda doğan yarı İrlandalı yarı Fransız banker, felsefeci ve iktisatçı Richard Cantillon tarafından ortaya atılmıştır.

Makalenin geri kalanında Richard Cantillon’un hayatından, önermesinin ne anlama geldiğinden bahsedeceğiz. Piyasada sıkça duyduğumuz “Merkez Bankaları piyasayı canlandırmak için XXX milyar dolar, Avro veya Japon yeni para bastı.” yaklaşımının zararlı etkisi nedir? Richard, günümüzden 300 yıl önce soruya cevap vermeye çalıştı.

Richard Cantillon Kimdir?

Richard Cantillon, 1680’li yıllar ve 1734 yılı arasında yaşamış, yarı İrlandalı-yarı Fransız banker, felsefeci ve iktisatçıdır. Doğumu hakkında çok şey bilinmemektedir. Bilinenlere göre başarılı bir banker ve ticaret adamıdır. 18. yüzyılın başında John Law’ın Missisippi Şirketi’ni fonlamıştır. Servetinin büyük kısmını şirkete yaptığı yatırımdan elde ettikleri oluşturur. Servet aynı zamanda onun ölümüne kadar da başını ağrıtır. Ölünceye kadar da çeşitli konularda sürekli başı ağrır; ona borcu olanlar dava açar, öldürme planı yapar. 1734 yılında evinde iken çıkan yangın sonucu ölür. Yangının; kaza mı, kundaklama mı yoksa Cantillon’un kendi tarafından mı çıkarıldığı muammadır. O kazadan sağ kurtulan şeylerden biri de Cantillon’un kitabıdır.

Yazdığı tek eser; Fransızcası “Essai sur la Nature du Commerce en Général” , İngilizcesi “Essay on the Nature of Trade in General” ve Türkçesi Genel Ticaretin Doğası Üzerine Deneme”  adını taşımaktadır. Her ne kadar 1734 yılında yangından kurtarılmış olsa da kitabın basımı 1755 yılında gerçekleşmiştir. 19. yüzyılda ünlü iktisatçı  William Jevons kitabı yeniden keşfetmiş, eseri “Politik İktisadın Beşiği” olarak lanse etmiştir. Cantillon ayrıca “İşletme İktisadının Babası” olarak da anılır. (İngilizce: Wikipedia Sayfası)

Richard Cantillon ve Kitabı
Richard Cantillon ve Kitabı

Para Basmanın Yarattığı Eşitsizlik

Richard’ın kitabı 265 yıl önce yayınlanmasına rağmen kitapta yer alan çıkarımları geçerliliğini sürdürmekte. Richard, çalışmasının bir bölümünde John Locke’un para miktarı üzerine görüşlerini ilerletir. Cantillon, paranın dolaşım hızı, enflasyon ve para miktarının reel etkileri üzerine eğilir.

Richard’ın para konusunda tezleri klasik liberallerin (John Locke, Adam Smith vb) görüşleriyle çelişir. Klasik iktisatçıların ön kabulü “Paranın Yansızlığı” varsayımına göre; “piyasada dolaşan para miktarında artış ve azalış ekonomide reel etki yaratmaz.” Para miktarında değişim sadece nominal etkilere sahiptir. Reel etkisi olmadığından da önemsizdir. Cantillon’a etkisine göre: “Para yansız değildir!!” Enflasyon da kademe kademe artar. Para arzında artış, para talebinde artış sağlamaz.

Bu makale ilginizi çekebilir:   Ethereum Nedir? Ethereum'u Kim Bulmuştur? |2023

Cantillon’un zamanında her ne kadar altın kullanılıyor olsa da piyasaya yeni giren paranın etkilerini ortaya koymaya çalışır.

Richard kitapta şöyle ifade eder;” Şöyle bir sonuca vardım… bir devlette para miktarı katlandığında, ürünlerin fiyatı ve ticareti her zaman katlanmaz. Yatağında akan nehir; suyun miktarı ikiye katlandığında, iki katı hızla akmayacaktır.”

Para basmanın, para miktarını katlamanın yol açtığı enflasyonist etki her malın fiyatını aynı ölçüde ve aynı anda etkilemeyecektir. Bazı insanlar faydalanırken bazıları zarar görecektir. Cantillon etkisi tam olarak budur. Piyasaya yeni giren para miktarı kademeli şekilde enflasyona yol açmaktadır. Kademeli enflasyon da zengin-fakir uçurumunu derinleştirir.

Richard’ın yaşadığı 18. yüzyıl için şöyle bir hikaye üzerinde anlatalım:

Devletin piyasaya soktuğu yeni parayı sadece devlet bilmektedir. Piyasada da malların ortalama fiyatının 100 olduğunu varsayalım (Tüketici fiyat endeksi benzeri.) Devletin piyasaya soktuğu yeni para ya da bastığı yeni para genellikle ilk önce zenginlere gitmektedir. Zenginler, piyasada malların fiyatı 100 iken ellerine geçen para ile lüks tüketim yapar. Yaptıkları tüketim, talebi artırır. Piyasada ürünlerin fiyatını 110’a yükseltir. Düşük gelirli olanlar bilmedikleri bir nedenden dolayı dün 100’e aldığı malları artık 110’a almaktadır. Enflasyon, fakiri daha da fakirleştirmiştir.

Fakir bütçesi aynı iken artık daha az mal tüketir. Piyasa giren yeni paranın zenginler eli ile yarattığı talep üretim ihtiyacı doğurur. İstihdam artar. Talep artışı ile zenginler, artan ticaretin sonucu olarak da zenginliklerine zenginlik katar. İstihdam artışı düşük gelirlilerin iş bulmasına ya da maaşlarının artmasına neden olur. Maaş artışı talebi daha da artırır. Ürünlerin fiyatı 120’ye çıkar. Zengin hem yeni giren parayı fiyatlar 100 seviyesinde ilk kullandığı sonra da artan ticaretten dolayı iki defa zenginleşir. Düşük gelirli ise dolaylı şekilde iş bulduğu / maaşı arttığı için zenginleşir.

Kısaca para önce zenginleri daha zengin ederken fakiri de daha fakir yapmaktadır.

Örneği günümüze uygularsak:

FED para basar. Günümüzde basılan para kurumlar (bankalar, fonlar vb.) üzerinden piyasaya girer. Parayı alan kurumlar, piyasadan ucuzdan mal satın alır.  Parayı borsa, gayrimenkul gibi yatırımlara yönlendirir. Emtia piyasalarına girer. Kısaca bedava para, talebi körükleyerek fiyatları yükseltir. Parasal enflasyona neden olur. Malı ilk alan kişinin elinde değeri yükselir. Tam da o sırada parasal genişlemenin yol açtığı enflasyon nedeniyle alt gelir grubundakiler malları daha yüksek fiyatlardan satın almaya başlar. Zenginlerin mal talebinde artış, bol para ortamı kademeli olarak piyasayı canlandırır. Alt gelir grubundakiler iş bulur.

Bu makale ilginizi çekebilir:   İngiliz Doğu Hindistan Şirketi Nedir? |2023

Gecikmeli etki gerçekleşinceye kadar zengin zenginleşir, fakir daha da fakirleşir.

Fiyatlardaki artış, para arzındaki artışa sonradan yetişir. Dengesizlik sırasında Merkez Bankalarının bastığı yeni parayı alan kurumlar mallara düşük fiyatlardan sahip olur.

Her kurtarma paketi haberi sonrasında borsalar, Cantillon etkisi nedeni ile yükselmektedir. 2008 Ekonomik Krizi ve 2020 Küresel Salgın ile beraber Merkez Bankaları trilyon dolarlık kurtarma paketleri açıkladı. Bu paketler ekonomiyi kurtarırken zengin ve fakir arasında uçurumu da derinleştirmektedir.

Kaynak