Tanzim Satış Çadırı

Tanzim Satış Dosyası: Devletin Piyasalara Müdahalesi

Tanzim Satış Araçları ve Devlet Müdahalesi

Tanzim Satış Nedir?

Tanzim kelime anlamı olarak düzen vermek, düzeltmek, düzenlemek anlamını taşır. Tanzim satış ise tüketilen malların fiyatlarındaki yükselişi engelleyebilmek adına, kar payı ekleyen tüm aracı sistemleri ortadan kaldırılıp bu ürünlerin tüketiciye daha uygun fiyatlardan belediye ya da kamu kuruluşları tarafınca ulaşmasını sağlama halidir.

Geçmişte Tanzim Satış

Tanzim satış modeli geçmişte mde uygulanmış hatta o zamanlar için başarı kazanmış bir modeldir. Şuan tekrar uygulanması bu başarıyı uzun vadede garantilemez fakat kısa vade için avantaja dönüştürülmesi amaçlanacaksa da geliştirilmeye, yenilenmeye muhtaç bir sistemdir. Tanzim satış ilk olarak 1970’li yıllarda dönemin İzmir Belediye Başkanı İhsan Alyanak’ın gelir seviyesi düşük olan yoksul kesime eti, kömürü, sebze ve meyveyi piyasaya göre daha ucuza almalarını sağlamak için bir yöntem geliştirmesiyle ve bu yöntemin “tanzim satış” olarak adlandırılmasıyla başlamıştır. Hatta bu tanzim satış noktaları zaman içinde alaka gördükçe genişletilmiş ve kalıcı hale getirmek amaçlı “Tansaş” ismindeki markete dönüşmüştür. Ve 1980’lerde artık Tansaş bir zincir market olmuştur. 1990’lı yıllarda başarılı bir market haline dönüşen Tansaş, önce Doğuş grubunun bünyesine katılmış ardından 2005 yılında ise Migros’a satılmıştır. Zaman içindeki bu özelleşmeler ve en son nokta olan Tansaş’ın Migros’a satılışıyla beraber Tansaş markası zamanla ortadan kalkmıştır.

Tanzim Satış Araçlarının Kurulduğu Yerler

Sebze ve meyvelerde zaman içinde enflasyonun sonucu olarak yukarı yönlü fiyat artışlarını düşürmek için İstanbul civarında 50, Ankara civarında ise 15 noktada tanzim satış noktaları kurulmuştur. Seçime kadar ki sürece değin bu noktaların arttırılması, hatta çeşitli illerde de bu tanzim satış noktalarının kurulması planlanmaktadır. Bu tanzim satış noktalarında görevli olacak kişiler, Büyük İstanbul Turizm ve Sağlık Yatırımları İşletmeleri ve Ticaret A.Ş (BELTUR) görevlileri olacaktır. İstanbul’da tanzimin kurulduğu ilçeler dışında kalan belli başlı ilçelere tanzim satış noktaları kurulmayacaktır. Bunun sebebi ise bu ilçelerde üreticilik yapılmasıdır. Üreticiyi engellememe amaçlı belli ilçelerde tanzim satış noktaları kurulmayacaktır. Bu ilçeler ise; Arnavutköy, Adalar, Şile, Silivri ve Çatalca’dır. Tanzim satış noktaları mesai saatleri ise il bazında farklılık göstererek birbirlerinden ayrışmışlardır. Örneğin tanzim satış noktaları Ankara’da hafta içi her gün 10.00-22.00 arasında iken; İstanbul’da her gün 10.00-19.00 arasında olacaktır. Bir diğer nokta ise bu tanzim satış bölgelerinden yapılan alışverişlerde nakde ilave olarak kredi kartının da geçerliliği vardır. Ankara için genel hat olarak plana bakıldığında: tanzim satışlarının 2.5 ay kadar devam ettirilmesi ve bu satış noktalarının 30 civarına çıkarılması hedeflenmektedir. Tanzim satış noktalarında satışı gerçekleştirilecek ürünler: domates, salatalık, ıspanak, patates, soğan, patlıcan ve biberdir. Bu ürünlerin satışı kişi başına en fazla 3 kilo sebze ya da meyve şeklinde olacaktır.

Sebze -Meyve Fiyatlarının Artma Sebebi Nedir?

  • Türkiye’de üretilip nihai hale getirilen birçok sebze ve meyveler iç piyasada tüketildiği gibi dış piyasada da ihraç edilmek suretiyle tüketilmiştir. Yani üretilen ürüne dış ve iç piyasa toplamı olarak fazla talep gelmiştir. Talep fazla olunca da “parası olan alsın” anlayışıyla ürünlerin fiyatı talebe bağlı olmakla beraber artmıştır. Arz açısından da sınır taşıdığından fiyatlar yukarı yönlü hareket etmiştir.
  • Birime bağlı ihraç fiyatlarının, iç piyasadaki satış fiyatlarından daha fazladır.
  • Arz düşüşü sonrası ihracatçı iç piyasaya ürün sürmüştür.
  • ihracatçı normal iç piyasa fiyatlarını baz alıp ticaret yapması gerekirken, iç piyasaya ihracat fiyatından ürün sürmüştür. Örneğin 0,70 kuruşa aldığı domatesi 1-2 TL’ye piyasaya vermek yerine ihracat fiyatı olan 1 $’dan verdi, böylece sebze ve meyve fiyatları yükselmiştir.
  • NOT : Komisyoncu/aracı sayılarının durumuna bakılacak olunursa:

Aracıların günümüzde 6-7-8 sayılarını bulduğu söylenebilir. Normalde en fazla 2-3 aracı nokta olması gerekir. İşte artan her bir aracılar daha fazla kazanma istediğinde olduğu için satış fiyatları bir hayli yükseliyor. Hatta öyle ki üreticinin kazancı ile tüketicinin alış fiyatı arasında fark %800 noktasını bulmaktadır. Ticaret Bakanlığı hal denetimleriyle bu durumu ortaya koymuştur.

Bu makale ilginizi çekebilir:   En Çok Kullanılan 10 Kripto Para ve Özellikleri

Tanzim Satış ile Devletin Piyasalara Müdahalesi

  1. İlk ve en önemli neden, tanzim satışın uzun vadede yarar sağlamayacağının anlaşılmasıyla ortaya çıkar ki bu da; devlet eliyle uygulanan politikalarla var olan iktidarı yaklaşılan seçim günleri öncesinde korumak, yüceltmektir.

  2. Uzun süredir fiyatlardaki artış devlet açısından bir müdahaleyi gerekli kılmış olabilir. Gıda fiyatlarına karşı tanzim satış ile devletin bir mücadeleye girmesinin en büyük sebeplerinden biride gıda enflasyonudur.

  3. Önemli bir neden olarak fiyatlardaki fahiş karı, fahiş fiyatlamaları engelleyerek spekülasyon boyutlarını aza indirgemeye çalışmakta devletin müdahalesinde geçerli bir noktadır.

  4. Son olarak ta söylenebilir ki bu müdahalenin bir sebebi de talepten artışındandır. Hem Türkiye’de yaşayan Türkiyelilerin nüfus artışı hem de Suriyeli mültecilerin nüfus artışı hem de

  5. Artan turist sayılarını birleştirdiğimizde talebin yarattığı yoğun bir baskı meydana çıkar fakat yine de bu fazlaca olan talep baskısına göre arzdaki sorunlar daha önemlidir.

Devletin Piyasalara Etki Kanalları

İlk olarak şuan gündemde olan tanzim satış uygulanmasının doğuracağı sonuçlardan ve ekonomiye genel etkilerinden bahsedilecek olunursa: tanzim satışın etkisi çözüm odaklı olarak kısa vadeli olacaktır. Yani aslında fiyat artışlarına karşı çözüm planı olarak geri döndürülen ve ortaya konan tanzim satış geçici bir plandır. Hatta seçim ekonomisi çerçevesinde uygulanan bir çözüm politikasıdır. Kısa vadede “fiyatlar dengelendi” diye ortaya çıkan sonuçları değerlendirilirken; uzun vadede tanzim satışın ekonomiye etkisi göz ardı edilmeden değerlendirilmelidir. Tanzim satışın varlığının asıl amacı yükselen sebze ve meyve satışlarına etki eden aradaki aracıları kaldırarak fiyatların üretimden sonra el değiştirmelerine bağlı olarak katlanmadan tüketiciye en cüzi noktadan ulaştırılmasıdır. Devlet 2019 yılı şubat ayında sebze ve meyveleri belediyeleri görevlendirerek (aracıları pasif kılarak) üreticiden direkt olarak tüketiciye aracı olmadan aktarmaktır. Tanzime dair ilk belirli kural suistimali engelleyebilmek adına satışların kotalı bir şekilde olacağıdır.

Hükümet tüketiciye ucuza meyve ve sebze satmak için tıpkı ucuza et satışında yaptığı gibi marketlerle anlaşma yoluna gitmeyip tanzim satış noktaları açmayı tercih etmiştir. Zaten yaklaşık 20 yıllık gibi bir süreç içerisinde kırılmalara, tahribatlara uğrayan tarım ve hayvancılık sektöründeki yanlış politikaları tanzim satışıyla düzeltmek uzun vadede mümkün olmayacaktır. Satın alınan ürünlerin üretici elinden çıkıp tüketiciye gelene kadar ki süreçte araya giren aracılar arttıkça ürünün fiyatı da artmaktadır. Her aracı ürüne kar marjı ekler. Böylece bir ürün tüketiciye gelene kadar arada ne kadar aracı varsa ürüne eklenen kar marjı katlanır böylece ürünün fiyatı artar. Ve tüketici ürünü normal fiyatının çok üstünde almak zorunda kalır. İşte devlette bu artışlara engel olabilme düşüncesiyle tüketiciye makul fiyattan ürün sağlayabilmek için bu noktada devreye girer. Devlet elinin dahil olduğu noktaya da genel anlamıyla devlet müdahalesi diyebiliriz. Günümüzde son zamanlarda devlet tarafından bu müdahale, fiyat artışlarına engel olmaya odaklı çözüm niteliğinde geçmişte uygulanan ve tekrardan gündeme getirilen tanzim sistemiyle beraber sağlanmaya çalışılmaktadır. İşte devletin müdahalesi, tanzim satış sistemiyle beraber aracılardan var olan fahiş eklemeler içeren mekanizmayı ortadan kaldırmaktadır. Fakat bu tanzim ile ne kadar sağlanabilir, toplumun her kesimi bu tanzim rüzgarına aynı tepkiyi verir mi? Zamana bağlı olarak bu tanzim sisteminin devamlılığıyla kötü etkilenen taraflar olabilir mi?

Belediyelerle Tarım Kredi Kooperatiflerinin önderliğinde hazırlanan bu tanzim satış çalışmasıyla vatandaşa ucuza ürün sağlamanın yanında kötü etkilenen taraflarda ve sistemler vardır. Bu negatif etkilenen kesimde esnaf kesimi, negatif etkilenen sitem ise, ticaret sistemidir. Aracıların dahil olduğu sistemdeki fiyat ile tanzimde satılan fiyat arasında farkı vardır. Fakat devlet tarafından bu zararına satılan ürünlerdeki fiyat farkı kimden alınacak veya nasıl karşılanacak? Devletin baştan zarar edeceği bir politikayı devreye sokması, bu sistemi geri getirerek müdahaleci bir rota izlemesi ne kadar doğru ya da ne kadar zaman için doğru?

Bu makale ilginizi çekebilir:   Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı: Başarılar ve Başarısızlıklar

Bu sorulara cevap niteliğinde bir pazarcıya tanzim ile ilgili düşünceleri soruluşu sonrasında verdiği yanıttan bahsederek ilerleyebiliriz: Tanzim satış sisteminin devlet elince aktifleştirilmesiyle önce devletin zarar ettiğini iddaa eden pazarcı, “Patlıcanın Antalya’dan çıkışı 4.5 TL, buraya 5 TL’ye mal oluyor, ama devletimiz ise tanzimle 3.5 TL’ye satıyor. Bu aradaki farkı yine senden benden alacaklar” diyor. Aslında tanzimi devlet açısından değerlendirdiğimizde pazarcının bu yorumu kısa bir özet olmuş oluyor. Şöyle ki aracı sistemi yok etmek demek ticareti öldürmek demektir. Bir devlet varlığında ticaret olmazsa olmaz bir dinamitken; bu tarz kısa vadeli çözüm sağlayacak politikalar uzun vadede büyük kayıplara neden olur. Halka piyasadan daha ucuz fiyata ürün sağlamak kısa vadede yararlı olabilecekken, uzun vadede bu aradaki farkı karşılamak zorunda kalan yine tüketiciler olacaktır. Devlet şuan zararına satış yapacak evet ama sonradan bu zararı vergilerle ya da çeşitli kamusal yaptırımlarla bizden sağlayacaktır. Uzun vadede bütçe anlamında gerçekleşecek olan bu negatif sonuçların yanında, ticaretin yok oluşunda esnafların küstürülmesi de cabası olacaktır.

  • Devletin bu müdahaleci sistemini daha açık ortaya koyup, uygulanan bu tanzim satış sistemini kar bazında değerlendirecek olursak:m

Devletin zarar ettiği bu döngünün işleyişi şu şekildedir: Devlet üreticiden tanzimde satışa çıkaracağı ürünü alır ve üreticiden aldığı ürünü olması gereken fiyatının altında bir fiyat ile sadece taşıma maliyetini dahil ederek tüketiciye satar. Böylece devlet ürünü zararına vermiş olur. Tüketici odaklı gösterilip çözüm diye öne sürülen bu politika aslında uzun vadede çok kötü sonuçlar ortaya koyacaktır. Devlet tüketici yanlı bu politika ile tüketicinin satın alma gücünü arttırdığını, maliyeti minimize ettiğini böylece ucuz fiyatlarla tanzim satışı olanak olarak sunduğunu vurgular. Fakat asıl önemli nokta devletin bu müdahalesiyle ticaret sisteminin büyük bir darbe almasıdır. Bir başka şekilde söylenebilir ki: tanzim satış ile ticarete ket vurulur. Çünkü üretici tüketici siteminde aracıları ortadan kaldırmak demek ticareti bitirmek ve en önemlisi de “esnaf” imajını yok etmek demektir. Arada hiç aracı olmadan satış yapmak demek: tüm özel üniversiteler kaldırılacak, sadece devlet üniversiteleri olacak demekten farksızdır. Fakat günümüz işleyişine bakıldığına söylenebilir ki şehir hastaneleri, köprüler vs. gibi önemli kuruluş ve yapılar özelleştiriliyor. Yani her şey neoliberal politika çerçevesinde işlemeye başlıyor. Biliyoruz ki : Neoliberal politikaya göre de ülke yönetim ve sistemi içerisinde devletin varlığının, müdahalesinin minimal hale getirilmesi gerekir. Birçok konuda özel teşebbüslere yönelen günümüz Türkiye’sinin tanzim satışı geri getirip çeşitli illerde ilgili noktalarda bu satışları yoğunlaştırması ise neoliberal politika işleyişine göre yanlıştır. Çünkü bu politikaya göre devlet müdahale anlamında minimize edilmeli, serbestleştirilme ön planda olmalıydı. Fakat tanzim ile bu politikanın tam tersi bir hali işlev görmektedir. Devlet izlenen politikadan sapmış halde müdahaleci konuma geçmiştir. Yani tanzim stokçuluk bahsettiğimiz devlet ölçeği küçük bir yapı için tam tersi bir nitelik taşır.

Yukarıda da bahsedildiği üzere tanzim stokçuluk neoliberal politikanın tam tersi bir işlevdedir. En başta piyasaya devlet eliyle müdahaleyle doğmuştur. Bu tanzimle müdahale sürdürülebilir mi sürdürülürse esnaf yok olmaya yüz tutar hale gelir mi? Devamı halinde uzun vadede böyle bir karşıtlık yaratması kaçılmaz olacaktır. Bu durumda da “esnaf, devlete karşı” diye bir durum oluşacaktır. Esnaf imajı zedelenmenin ötesine geçerek yok olmaya başlayacaktır. Esnaf yok olacaktır çünkü üreticinin karşısında zaten toplu satan marketler varken birde karşısına devlet geçmiş olacaktır.

Tanzim satışını enflasyonu düşürme bazında değerlendirirsek: TÜİK enflasyonu hesaplarken fiyatları belli bir yöntemle belirlenmiş yerlerden toplar. Ayrıca bunu ayda iki kez yapar. Bu noktada tanzim satış yerlerindeki fiyatlar enflasyon verisine direkt olarak yansımayacaktır. Bu durumda tanzim satış meselesinin enflasyona etkisini direkt olarak olumlu yönde yansıtmayacak oluşu noktasında söylenebilir ki, hükümet enflasyonu düşürmeye öncelikli bir müdahale değil iktidarın seçim kampanyası ile ilgi bir politika izlemiştir. Tabii ki önümüzdeki süreç içerisinde TÜİK’in enflasyon verisi için tanzim satışı noktasından fiyat alıp almayacağını da takip etmek gerekir. Bu takibin sonuçlanması ile ilgili süreçte, kriz ortamının iktidarlara neler yaptırabileceğini gözlemlemek adına güzel bir örnek olacaktır.

Bu makale ilginizi çekebilir:   Finansal Krizlerin Reel Sektör Krizlerine Dönüşmesi |2023

Tanzim sitemiyle devletin gayesi piyasayı yönetmek değildir aslında. Asıl amaç siyasi anlamda olumlu dönüş alabilmek için kısa vadelide olsa tanzimle piyasayı dengelemeye uğraşmaktır. Önemli olan yeni kurulan bu tanzim sisteminin uzun vadede ağır bedellere neden olacak şeklinde devam etmemesidir. Bu noktada serbest piyasaya müdahale söz konusu olmamalıdır ki, korkulan uzun vadede ki kötü sonuçlarla karşılaşılmasın. Her şeyden önemlisi gelip geçici çözümler yerine; kalıcılık, süreklilik ve sistematik içerikli nitelikler taşıyan sistemlerin geliştirilmesidir. Böyle bir sistemin sağlanabilmesi için güncel sorun içeren mevzularda Tarım Kredi Kooperatiflerinin hali hazır kalıplarından çıkıp kalıcı realitesi yüksek çalışmalar yapmaları gerekmektedir.

Yöntem Etkin Bir Müdahale Sağlar mı?

60 civarındaki tanzim çadırının köylere dahi inmiş perakendeci sistemle mücadelesi (A101, BİM, ŞOK) çokta mümkün olmayacaktır. Tanzim satış geçicide olsa bir fayda sağlayacak refah arttıracaktır ama sayısı çokça fazla olan perakendecilerle de mücadele edemeyecektir. Zaten bu ticaret sistemi içerisinde üreticiden çıkan malı tüketiciye ulaştırmadaki en büyük güç perakendedir. Dolayısıyla fiyatlar üzerinde önemli derecede kontrole sahip bir sistemi geçici çözümlerle alt edebilmek kolay olmayacağı gibi; kolay olması için bu tanzim sisteminin uzatılması ya da baskılarının arttırılması da doğru olmayacaktır. Bu noktada en önemli çözüm: üretim verimliliğini arttırmak ve üreticiyi teşvikler sayesinde küstürmemektir.

Tanzim Satışta Verilmek İstenen Mesaj

Şu an Tanzim satış mevzusunda Türkiye karışıklık içerisindedir. Sorunların aşılabilmesi adına toplum geneline ve ilgili kesimlere bazı kilit mesajlar verilmedir. Bunlar ;

  • En başta tanzim satış sisteminin bitiş tarihiyle ilgili net bir açıklama yapılmalıdır. Çünkü tanzim uygulanmaya başlanmadan önce bu sistemin geçici olduğu vurgulanmıştı. Fakat bitişiyle ilgili kesin bir tarih yoktu. Bu noktada aslında tarihin uzak ya yakın olması değil bir sınırının olduğunun bilinmesi ve duyurulması önem taşır.

  • Devletin önder ya da uygulayıcı olması noktaları karıştırılmaktadır. Yani devlet bu uygulamayı 2 ilde başlatıp önder olmalıdır. Tüm şehirlere bu uygulamayı getirerek uygulayıcı konuma geçmemelidir. Çünkü 2 ilde kurduğu tanzim noktalarıyla marketlerde belli ürünlerde fiyat indirimine gidildiği gözlemlenmiştir.

Tanzim Satışlar Devam Etmeli midir?

Tanzim satış uygulamasının bir noktadan sonra artık sona ermesi gerekmektedir. Şuan ki koşullara göre ve doğması muhtemel kötü sonuçlara göre bu aslında zorunluluk arz eder. Aksi durumda tanzim satış noktalarındaki kuyruklar gibi birçok olumsuz sonuçlarla yüzleşmek buca zorunda kalırız. Çünkü kısa vadede elde edilen bu politik avantaj uzun dönemde avantaj olma kabiliyetini yitirecek başlı başına bir dezavantaja dönüşecektir. Tanzim kalıcı olamaz çünkü kalıcılığı yüksek sorunlar geçici çözümlerle iyileştirilemez. Özellikle uzun yıllardır bir çok sorunun var olduğu tarım sistemi için bu imkansızdır.,

Tanzim Satışlar İçin Politika Önerisi

Yapılması gerekenler

  • Tarım alanlarının dikkatli incelemesini yapılarak değerlendirilmelidir.

  • Tarımsal veriler sağlıklı olarak irdelenmelidir.

  • Yapılan analizler gerçekçi olmalı ki rasyonel faydalar sağlanabilsin, nokta atışı çözümler üretebilsin.

  • Uygulamaya konacak hal yasasının tek başına bir çözüm olmayacağı geçmiş dönemlerden hatırlanarak kabul edilmelidir. Hatta hal yasasının yaratılıp ortaya konacak olan düzgün bir stratejinin yalnızca bir ayağı olabileceği fark edilmelidir.

  • Üretimin önünde engel olan tüm riskler incelenmelidir. Bu risklerden doğal olanları yok edilmeye uğraşılırken; finansal ve bilimsel sorunlarda göz ardı edilmemelidir. Özellikle üretim ayağının iyileştirilebilmesi için girdi kaliteleri fayda açısından maximize edilmeli ve maliyetlerin düşmesi anlamında istikrarı peşinden getirecek formüller geliştirilmelidir.

Devlet bağlamında bilinmesi ve unutulmaması gereken belki de en önemli nokta, piyasa dışı müdahalelerin üretimi caydırdığı hatta sorunları daha da büyüttüğüdür. Bu anlayıştan kopup devlet piyasaya müdahale etmeye devam ederek kısa vadeli çözümlerin peşine düşerse ve detay gerektiren çözümlere ihtiyaç olduğu unutulursa, biz şuan yaşadığımız sorunlar içerisinde bir döngüye düşeriz ve bu tür sorunları daha çok yaşarız diyebiliriz.