Tanzim Satış

Tanzim Satış Dosyası: Üretici ve Tüketicilere Etkileri

TANZİM SATIŞ

Tanzim Satış ve Maslow

Kişinin yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan ait olma, saygı, sevgi, güvenlik, kendi potansiyelinin farkında olup bunları gerçekleştirmesi gibi etkenlerin çoğu aslında bireyin fizyolojik ihtiyaçlarına bağlıdır. Bunu bize psikolog Abraham Maslow söylemektedir. Maslow’un oluşturduğu İhtiyaçlar Hiyerarşisinde beslenme, Biyolojik ve Fizyolojik İhtiyaçlar bölümünde yer almaktadır. En alt seviyede bulunan beslenme ihtiyacı tatmin edildiği takdirde (tatmin olma duygusu kişiden kişiye değişiklik gösterir) kişinin üst seviyelerdeki diğer ihtiyaçlarına geçilmiş olacaktır.

Kişi potansiyeli çerçevesinde kendini gerçekleştirmek ister. Kimi resim yaparak, kimi bir şeyler icat ederek, kimi ideal anne olarak, kimi eğitmen olarak bu gerçekleştirmeyi sağlar. Fakat bu üst düzey ihtiyaçlar alt düzey ihtiyaçlardan daha önemli değildir. En alt basamaktaki beslenme ihtiyacını gideremeyip aç kalan bir insan ne çevresinden saygı, sevgi görmeyi aklına getirir ne de bir sanat dalıyla uğraşır. Kişiler hayatları boyunca eksikliğini gidermek için uğraştıkları beslenme ihtiyacı basamağında tatmin olmadan üst basamağa geçişi kolayca sağlayamaz.

Ele alacağımız konu ise kişi ihtiyaçlarının temelini oluşturan beslenmenin, toplumun gelir düzeyine uygun bir şekilde sürdürülebilmesini sağlamak amacıyla 11 Şubat 2019 tarihinde uygulamaya konan, devlet sübvansiyonu olarak da anılan Tanzim Satışlardır. Öncelikle tanzimin kelime anlamına bakacak olursak, Arapça kökenli olan bu kelime; düzene sokma, düzen verme anlamına gelmektedir. Tanzim satış ise amacı bakımından bakıldığında satıcı fiyatının yükselmesini önlemek için ürünü kaynağından alıp vatandaşa daha ucuza ulaştırmayı sağlayan, aracısız satış gerçekleştirmeye dayanan ve kamu kuruluşlarınca veya belediyelerce yapılan satıştır.

İlk Tanzim Satışlar

Ülkemizde tanzim satışın ilk örneği aslında 1973 yılında Tansa adıyla başlamıştır. Sonrasında 1976 yılında İzmir’de ilk mağaza açılmış ve ülkenin diğer bölgelerine de mağazalar açılmaya devam etmiştir. Mağaza sayısının artışından sonra şirketleşme düşüncesiyle beraber Tansaş İzmir Büyükşehir Belediyesi İç ve Dış Ticaret AŞ kurulmuştur. 1996’da hisselerinin %32.98’i halka açılmış ve hisseleri Doğuş Grubu satın almıştır. Hizmet kalitesini daha üst sıralara çıkartmak isteyen Tansaş 2002 yılında önce Macrocenter’ı kendisine dahil etti, 2005 yılında Tansaş ise Migros’a satıldı. Bunun ardından gücü hızla artan ve hizmetine devam eden Tansaş, 2016’da Migros ile birleşti. Aynı şekilde 1977 yılında da karaborsa ile mücadele etmek ve gıda maddelerinin fiyatlarını düşürebilmek için Ankara’da tanzim satış mağazaları kuruldu.

Enflasyon ve Tanzim Satışa Giden Yol

2019 Ocak tarihinde aylık enflasyonun %6,43, yıllık enflasyonun %30,97 oranlarında seyretmesi ve yine aynı tarihte yerli sebzede %100 oranında veya bu orandan daha fazla artışların yaşanması, gıda enflasyonunun ülkenin genel enflasyonundan daha fazla oluşmasıyla gıda ürünlerinde bir arz probleminin olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenler doğrultusunda gıda harcamaları düşürülmek istenildiği için Tanzim Satış uygulamasına başlanmıştır. Bunun ardından et üreticileri ve balıkçılar tanzim satış istemeye başlamışlardır. Enflasyonla mücadele kapsamında ilk önce İstanbul’da 50 satış noktasıyla ve Ankara’da da 15 satış noktasıyla başlatılan Tanzim Satışlardan sonra Balıkesir ve Adana illerinde de Tanzim Satışa başlandı. Aynı zamanda yalnızca Ankara’da ve İstanbul’da geçerli olmakla beraber Tanzim Satış internet üzerinden PTT aracılığıyla da gerçekleştirilmeye başlandı. Fakat PTT bu aracılığı gerçekleştirirken ya çok düşük ücretle çalışacak ya da hiç ücret almayacağı için ulaşım ve işçilik açısından zarar etmiş olacak.

Bu makale ilginizi çekebilir:   Türkiye'de Özelleştirme: Avantajlar ve Dezavantajları | 2021

Tarım Kredi Kooperatifi aracılığıyla üreticilerden alınan ürünlerin Tanzim Satış noktalarında belirlenen ve ülke genelinde yaygınlaşması beklenen fiyatları ürün farklılığına göre; patates 2₺, soğan 2₺, domates 3₺, marul 2₺, beyaz lahana 4₺, kırmızı lahana 3₺, karnabahar 3,5₺, salatalık 4₺, patlıcan 4,5₺, sivri biber 6₺, kıl biber 6₺, çarliston biber 6₺, dolma biber 6₺ ve ıspanak 4₺ olarak belirlendi.

Tanzim satıştan vatandaşların hepsinin adaletli bir şekilde faydalanabilmesi için ise ürün alımları; domates 3kg, biber 1kg, patlıcan 1kg, salatalık 2 kg, soğan 5kg, patates 5kg olarak kişi başı kilogramlarla sınırlandırıldı.

Yaşanan su baskınları, hortum felaketleri, üretim maliyetlerine gelen zamlar, mazot fiyatlarındaki artış, kışın çok sert geçmesi gibi nedenler üreticinin artık daha az üretmesine neden oldu. Az olan mala pazarda talebin çok fazla olması da fiyatın artmasını tetikledi. Stokçuluk yapanların ve komisyoncuların da fiyatların artmasını tetikleyen unsurlar olduğu söylendi. Stokçuluk yapmayan üreticilerin de bu fiyat değişimlerinden etkilenmesi ve fiyat artışlarının üreticinin elinde olmamasına rağmen suçlunun üreticiymiş gibi gösterilmesi üreticileri rahatsız etti. Ürünlerinin kooperatiflerce alınması ve tanzim satış noktalarının kurulması üreticiler açısından bir problem olarak görülmemektedir. Girdi maliyetlerinin düşürülmesi talebinde bulunan üreticiler bu sayede ürünlerini daha uygun fiyatlara üretebilecekken bir yandan da tüketiciler bu ürünlere çok daha uygun fiyatlarla sahip olabilecek.

Üreticinin bir önceki yıl ve bu yıl katlandığı girdi fiyatlarına baktığımızda geçen yıl; biyolojik mücadele için kullandığı arıyı 120₺ ve böcekleri 700₺’ye alırken şu an arıyı 160₺’ye ve böcekleri 1300₺’ye satın aldığı, mazot fiyatının 3.300₺’den 6,300₺’ye yükseldiği, plastik sera örtüsü 8₺’den 16₺’ye, bir çuval gübre 90₺’den 150₺’ye yükseldiğini görmekteyiz. Fiyatlardaki artışlar çiftçilerin borçlarını ödeyememesine ve bu da üreticinin üretim yapmaktan kaçınmasına neden olmaktadır. Tüketicilerin ucuz mala ulaşabilmelerini sağlayabilmek ve kendi maliyetlerini de düşürebilmek için üreticiler kendileri için de tanzim noktalarının oluşturulmasını talep etmektedirler.

Komisyoncular ve Çıkamayan HAL yasası

Fiyat artışlarından sorumlu tutulan komisyoncular bu duruma itiraz ederek, bu durumun kendilerinden kaynaklanmadığını, kar payı koymadan yalnızca ürünün satış fiyatı üzerinden paylarına düşen %8’lik komisyonu aldıklarını, üründen geri kalan ücretin üreticinin hesabına yatırıldığını belirttiler. Üretici için komisyoncu, garantör olarak sera olmadığı dönemlerde para desteği sağlamaktadırlar. Üreticiler, mallarını pazarlayan komisyoncular olmadan ticaretin gerçekleştirilemeyeceğini ve bunun da fiyatlar üzerinde bir etkisinin olmadığını düşünmektedirler. Fakat alt yapısı tamamlanmış olan ve yakın zamanda getirilecek olan Hal Yasasıyla komisyoncuların üretici ve tüketici arasındaki rolü ortadan kaldırılacak. Enflasyonla mücadele etmek ve gıda güvenliğini sağlamak amacıyla oluşturulan Hal Yasası ilk olarak pilot bölge olarak belirlenen İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirilmesi düşünülmektedir. Bu uygulama sayesinde;

  • Hallerin sayısı azalmakla birlikte modernize edilecek,
  • Kalite standardı arttırılarak hijyen üst seviyeye çıkartılacak,
  • Hem üretici hem tüketici tarafında soğuk hava depoları, laboratuvarlar, atık depolama alanları, otoparklar kurulacak,
  • İçerisinde yalnızca sebze meyve değil et ve süt ürünleri, çiçek, kanatlı hayvan veya gerektiği zaman başka gıda ürünleri de bulunabilecek,
  • Üreticilerin kooperatifleşmesine katkıda bulunulması için kiralar azaltılacak, hal rüsumu kaldırılacak, vergi oranı üretici birlikleri için daha düşük seviyelerde uygulanacaktır.

Tüm bunların uygulanmasına hallerin devreye girmesiyle başlanacak. Üretilen yaş sebzelerin %30’u tüketiciye ulaştırılması esnasında veya depolandıkları yer nedeniyle ziyan olmaktadır. Bu uygulamanın amacı zararın en az seviyeye indirilmesiyle beraber üretici-tüketicinin korunması ve sistemin kayıt altına alınmasıdır. Yani hem üreticiye hem de tüketiciye fayda sağlayacak bir uygulama hedeflenmektedir. Bunların yanı sıra çok daha fazla üreten ülke olmalıyız. Gıda sektöründe endüstriyel işletmeci anlayışıyla kendimizi geliştirmemiz lazım ki bir yandan da ihracat artışı yaşayarak ülkemize döviz girdisi sağlansın. Bunun için gerekli olan arazi, güneş, verimli toprak, teknolojiye sahibiz. Tüm imkanların değerlendirilip bunun gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Bu makale ilginizi çekebilir:   BDDK'dan Şok Kredi Kararı! TL Ticari Kullanımına Sınırlama!

Tanzim satış için ürünler aslında kasası ve paketleme sistemine sahip olmadıkları için direkt üreticiden alınmadığını söylemek yanlış olmaz. Tedarikçi firmalar sayesinde ürünler halden alınıp, tanzim tezgahlarına getiriliyor ve bu noktada aslında üreticinin kazancının değişmediği görülüyor. Tanzimde de ürünler tedarik edilen fiyatların daha alt seviyelerinde tüketiciye ulaştırılıyor veya aynı fiyattan satılıp ulaşım, işçi, nakliye masrafları gibi giderler önemsenmiyor. Bu noktada tüketiciye daha ucuza ürün sağlarken diğer taraftan devlet bu noktada zarar ediyor diyebiliriz.

Devlet maliyetinden daha düşük fiyatlara sattığı ürünlerden zarar etmemek için bir gelir sağlamak amacıyla benzin, mazot gibi ürünlere zam yaparken alınan vergi miktarlarıyla zararı karşılamaya çalışıyor. Ürün fiyatlarının düşürülmesi için yapılması gereken ise bunlar değil, tarım sorunlarına, üretici sorunlarına çözüm getirerek, tarım alanlarını koruyarak kalıcı bir çözüm sağlanmalıdır. Tohum, mazot, ilaç, gübre gibi üretim girdilerinde tamamen dışa bağımlı oluşumuz işimizi zorlaştırmaktadır.

Tanzim satış, kişileri iki farklı düşünceye itti: Tanzim satışın uygulandığı yerlerde enflasyona etkisi olmayacağını düşünenler ve tanzim satış fiyatlarının etkisiyle ülkedeki genel fiyat düzeyinin de düşeceğini düşünenler. Yapılan analizler sonucunda tanzim uygulamasının gerçekleştiği illerde enflasyon oranının diğer illere kıyasla %6 daha az gerçekleştiği ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda tanzim satışlar nedeniyle perakende güveninde bir önceki yılın aynı dönemine göre 14,7 puan azalma yaşanırken, sebze ve meyvelerin fiyat artışları nedeniyle alıcı bulamaması nedeniyle tezgahlarını açmayan pazarcılar da meydana çıkmaktadırlar. Ülkenin genelinde enflasyonist baskının azaltılması için tanzim satış uygulamasının 81 ilde de etkinleştirilmesi gerekmektedir.

Tanzim Satışlarım Üreticiye Etkileri

E-devletin hayatımıza girmesinin ardından, çiftçilere yapılan hibelerin takibinin kolaylaştırılması için Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) oluşturulmuştur. 2018 yılında arpa, buğday, tritikale, çeltik, nohut, pamuk, ayçiçeği vb. ürün yetiştiriciliği yapan ve ÇKS’ye üye olan çiftçilere mazot ve gübre yardımı yapılmıştır. ÇKS’ye üye olan çiftçiler 22 Şubat 2019 tarihinden itibaren ödenecek olan tarımsal destekten faydalanabilmek için Tarım İl/İlçe Müdürlükleri’ne bir dilekçe yazarak hibe talebinde bulunmaları gerekmektedir. Tarım destekleri dekar başına hesaplanacak ve nadasa bırakılan alanlar için ise yalnızca mazot desteği verilecektir.

2019 yılında verilmesi kararlaştırılan destekler aşağıdaki gibidir:

Ürünler

Mazot (TL/da)

Gübre (TL/da)

Toplam Destek (TL/da)

Buğday, Arpa, Çavdar, Yulaf, Tritikale

15,00

4,00

19,00

Çeltik, Pamuk

40,00

4,00

44,00

Nohut, Mercimek, Kuru Fasulye

14,00

4,00

18,00

Aspir

12,00

4,00

16,00

Yağlık Ayçiçeği, Soya Fasulyesi, Dane Mısır, Patates

19,00

4,00

23,00

Kanola (Kolza), Soğan, Yaş Çay, Fındık, Yem Bitkileri ve Diğer Ürünler

10,00

4,00

14,00

Nadas

6,00

6,00

 

Gübre desteği tüm ürünler için dekar başına 4 TL olarak belirlenmiştir.

Tüketici, tanzim satış noktaları ve tanzim satış nedeniyle ellerindeki mallar çabuk bozulabilir nitelikte olduğu için ürünleri uygun fiyata satmak zorunda kalan marketlerdeki fiyatların %50’den fazla düşüş yaşamasıyla beraber çok daha uygun fiyata sebze ihtiyacını karşılayabildi. Yani marketler aslında ürünlerinin ellerinde kalmasındansa, düşük fiyattan satmaya razı oldular. Tüketici ürünlerdeki fiyatların sürekliliğinin sağlanmasını istiyor fakat tanzimde ürünler tamamıyla maliyetine satılmadıkça sürdürülebilirliğinin sağlanması mümkün değil. Fiyatların düşmesi devletin üretim planlamasına bağlıdır ve de üreticinin girdi maliyeti, doğal afetlerin getirdiği problemler gibi sorunlarına çözüm bulunmadan bu düşüş sağlanamaz. Devlet sübvansiyonu sayesinde taşıma ve işçilik masrafı olmadan, aynı şartlar kendilerine de sağlandığı takdirde pazarcılar ve manavlar da daha uygun fiyata ürün satabileceklerdir.

Bu makale ilginizi çekebilir:   Enflasyon Nedir? Enflasyonun Ekonomiye Etkileri |2023

Örneğin :

Arz ve talep koşullarına göre bir denge fiyatı belirlendiğinde, bu denge fiyatından piyasaya arz edilen ürün miktarı, denge fiyatını ve daha fazlasını ödemeye razı olan kişiler tarafından satın alınacaktır.

Devletin Tanzim Satışlar ile devreye girmesinin ardından ise, piyasaya arz edilen aynı miktardaki ürünün( miktar aynı çünkü sebze ve meyvelerin esnekliği kısa vadede katıdır ve ürün miktarı arttırılamaz.) büyük bir kısmının devlet tarafından denge fiyatının da altında satıldığını düşünelim. Talebin de aynı kaldığını var sayarsak Tanzim Satış noktasından daha çok vatandaş alışveriş yapabilecek ancak aldıkları ürün miktarı daha az olacak. Hiç ürün alamayan ya da Tanzim noktalarından aldıkları ürün miktarından memnun olmayan tüketiciler ise tekrardan diğer satış noktalarına gidecek. Burada ise fiyatlar bir önceki denge fiyatından daha yüksek olacak. Çünkü ellerindeki mal miktarı azaldı ve buna rağmen talep mevcut. Bu sayede denge fiyatından ürün satın alamayacak olan kişiler az miktarda da olsa ürün satın alabiliyorken, denge fiyatından da ürün satın alabilecek kişiler de ihtiyaçlarının bir kısmını daha uygun fiyata satın almış oldu. Fakat Tanzim Satış noktasındaki daha uygun fiyat toplam talebi tamamıyla karşılamadı. Az ve ucuz alışveriş yapılmış oldu, bu uygulama daha çok alım gücü düşük olan kişilere fayda sağlıyor. Tüketici karlı oluyor.

İki durum söz konusu;

  • Ürünler çok yüksek fiyatlarla satılıyorsa ortada rekabet eksikliği olabilir. Bu durumda devlet müdahalesiyle durum düzeltilmeye çalışılabilir. Verdiğimiz örnekte fiyatların düşmesinde Tanzim Satışların bir etken olmadığını görüyoruz, bu durumda zabıta kontrolü devreye girebilir. Çok yüksek fiyatlarla sağlanan kazançlar azaltıldığında tüketicinin tasarrufu artacaktır ve bu toplumun refahı açısından olumludur. Fakat burada ürünlerin arttırılmasına yönelik, yani aslında problemin asıl kaynağına yönelik bir çözüm bulunmamaktadır.
  • Rekabet eksikliğinin olmadığı bir durum söz konusu ise ve fiyatlar yalnızca arz yetersizliğinin etkisiyle artış gösteriyorsa Tanzim Satışlar devlet bütçesi açısından bir zarara neden olabilir. Esnafları piyasanın dışına itmekle beraber aslında tüketicinin kendi ödedikleri vergilerle devlet tarafından sübvanse edildiği karmaşık bir yapıya neden olur.

Sonuç olarak tanzim satış sayesinde şu anda az çeşitli ürüne de olsa tüketicinin uygun fiyatlı bir şekilde ulaşabilmesi, kişinin fizyolojik ihtiyaçlarından olan beslenme basamağındaki tatmininde büyük bir önem taşımaktadır. Bu sayede kişi kendini gerçekleştirmeye bir adım daha yaklaşabilmektedir. Gelinen noktada karşılaşılan sorunlar dönem dönem farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır ve bu yönüyle Tanzim Satış Modeli ekonomik bir formül olarak; tüketiciyi korumak ve alım gücünü desteklemek amacıyla yapılmış ekonomik bir hamle olarak görülmektedir. Gıda fiyatlarındaki yüksek enflasyonla mücadele edebilmek için arz ve talep yönlü politikalarla müdahale edilmesi gerekir.

Arz yönlü politika ile sermaye ve emek artışının yaşanmasıyla beraber büyümenin gerçekleştirilmesi hedeflenirken enflasyonun da artışına engel olunmaya çalışılır. Talep yönlü politikada ise durgunluk içerisindeki talebin arttırılmasına veya ekonomide çok fazla talep var ise talebin azaltılmasına yönelik uygulamalar yapılmaktadır. Fakat bu iki politikanın da yeterli olabilmesi için para ve maliye politikalarıyla desteklenmeleri gerekmektedir. Ekonominin bu politikalarla dengelenebilmesi için de zamana ihtiyacı var. Üretim planlamalarının yapılması, orta vadede sürdürülebilir tarım politikalarının devreye sokulması, üreticinin teşvik edilmesi ve ithalattan uzak tutacak çözümlerin bulunması gerekmektedir. Tanzim Satışların ülkenin 81 iline yaygınlaştırılmamış olmasını, sonuçlarını ve bu süreci iyi değerlendirmek gerekmektedir.