Sosyal Yardımların Etkileri

Türkiye’de Sosyal Yardımların Artı ve Eksi Yönleri

Türkiye’de Sosyal Yardımlar

Bu çalışmanın amacı sosyal yardımların etkileri, yoksulluk boyutu ve yardımların kişilerin iş sürecine yansımalarını anlatmaktadır. Sosyal yardımların olumlu ve olumsuz yönlerine ve yardımların ekonomik boyutlarına değinilecektir.

Rakamlarla Türkiye

Yoksulluk, her alanda karşımıza çıkan bir olgudur. Bazen bir dram bazen de ekonomik bir durum olarak görülmektedir. Ekonomik analizler gündemimizi meşgul etmekte ve önemli bir tartışma konusu olmaktadır.

Yoksulluğu tanımlamak gerekirse, yaşam standartlarının kabul edilebilir bir düzeyde olmayışı ya da kıt kaynaklar, eksik tüketim gibi parametreler yoksulluğu tanımlarken göz önünde bulundurulmalıdır. Yoksulluk pek çok farklı boyuta sahip sosyal bir meseledir. Gelir yoksulluğu ve insani yoksulluk iki önemli boyutunu oluşturmaktadır. Gelir yoksulluğu,insanın temel ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli gelirin eksikliği olarak tanımlanabilir.İnsani yoksulluk ise kötü yaşam beklentisi, kötü anne sağlığı, cehalet, yetersiz beslenme düzeyi, güvenli içme suyuna erişimin olmayışı gibi beşeri yeteneklerinin eksikliği olarak da tanımlanabilir.

%70 – 70% 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017
Yoksulluk sınırı (TL)
Poverty threshold (TL)
3 291 4.257 4.43 4 931 5.2 5.697 6.32 7.016 7.775 8.744 9.963 11.121
Yoksul sayısı (Bin kişi)
Number of poors (Thousand person)
21.611 20.595 21.358 21.938 21.816 21.73 22.252 21.979 22.223 22.546 22.096 22.171
Yoksulluk oranı (%)
Poverty rate (%)
32 30.1 30.9 31.1 30.6 30 30.2 29.5 29.4 29.5 28.7 28.1
Yoksulluk açığı(1)
Poverty gap(1)
34.8 31.2 31.3 32.4 31.9 31 31.2 29 29.3 28.4 28.5 27.2

Yukarıdaki tabloya baktığımızda bize yoksul sayısının çok az farklarla değiştiğini göstermektedir. Yoksulluk açığına baktığımızda ise giderek azalma görülmektedir. Yoksulluk sınırı TL cinsinden artmakta ve yoksulluk oranı ise giderek azalmaktadır.Tablo 1. TÜİK ( Yoksulluk Oranı ve Yoksulluk açığı 2006-2017 )


Yoksulluğun nedenlerine değinirsek, kentleşmenin artması, dünya nüfusundaki artış, ekonomik krizler ve
göç başlıca nedenleridir. Ülkemizdeki yoksulların aldıkları sosyal yardımlar ile siyasal tercihler arasında bir bağ olduğuna dair tartışmalar bulunmaktadır.
İnsani Yoksulluk İndeksi: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) hesaplamaları şu üç kritere göre yapmaktadır:

  1. Yaşam Süresi

  • Bu maddeye göre, 40 yaş altındaki yaşam süresini insani yoksulluk olarak değerlendirmektedir.

  1. Eğitim

  • İnsani yoksulluğun ikinci göstergesini oluşturmaktadır. Bir diğer kriter ise, okuma yazma bilmeme oranıdır.

  1. Ekonomik ve Sosyal İmkanlar:

  • Kişinin ekonomik ve sosyal imkanlardan yoksun olması bir diğer göstergedir.

Bu makale ilginizi çekebilir:   Blockchain Teknolojisi Hayatımızı Nasıl Etkileyecek?

Sosyal Yardımların Nitelikleri ve Özellikleri

Bu yardımların en önemli özelliği şüphesiz muhtaçlara, yoksullara yapılmasıdır. Devlet, bu yardımların giderlerini fonlardan karşılamaktadır. Bu yardımı alan kişilerden herhangi bir karşılık beklememektedir. Acil ihtiyaçlar önceliklidir. Bu uygulama daha çok ekonomik yönden yapılmaktadır.

Sosyal Yardımların Olumlu ve Olumsuz yönleri

a. Olumlu yönleri

Sosyal yardımlar, sosyal güvenlik politikalarının açıklarını kapatmakta, sırasıyla sosyal sigorta, işsizlik sigortası ve işsizlik yardımından sonra dahil olmalıdır. Yardımlar düzgün ve önemine göre dağıtılırsa tasarruf sağlayabilme özelliğine sahip olur. İnsanlar, elde ettikleri gelirler tam olarak ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa hırsızlık, kapkaç ve gasp yollarına başvurmaktadırlar. Sağlanılan sosyal yardımlar, kişilerin muhtaç kalma hissini kısa süreli dahi olsa azaltmakta ve kötülüklerden uzaklaştırmaktadır.

b. Olumsuz yönleri

– Yardım alan kişiler, muhtaç olduklarını kanıtlamak zorunda olmaları ve yardımı temin ederlerken bu durumu hissetmeleri ve bu durum onların üzerinde onur kırıcı etki yapmaktadır. Aslında yoksulluk yerel, ulusal, bölgesel ve sosyo-ekonomik olarak da açıklanabilir. Büyüme, yoksulluğu azaltmakta en önemli etki de olsa tek başına yeterli olmamaktadır. İş gücü politikasıyla da bu etkiyi azaltabiliriz. Yeni iş kuranlara yardım, mesleki eğitim programları, istihdam danışmanlığı, iş gücünü artırıcı sübvansiyonlar, kamunun yeni iş alanları yaratması gibi aktif iş gücü politikaları uygunlanması gereklidir.

Sosyal Yardımlar, Tembellik ve Bağımlılık

Sosyal yardımların insanları tembelliğe ittiğine dair tartışmalar halen sürmektedir. Bu tartışmaların ana başlıkları ise;

  1. Sosyal yardımların düzeyi

  2. Sosyal yardımların koşulları

  3. Sosyal yardımların süresi

  4. Eğitim düzeyi

  5. İş arama durumu

Bu başlıklara bakarak, insani yardımların tembelliğe itip itmediğine bakabiliriz. İş­siz­lik yar­dım­la­rı ve di­ğer sos­yal yar­dım har­ca­ma­la­rın­dan kay­nak­la­nan yük, ger­çek­leş­ti­ri­le­me­yen üre­tim po­tan­si­ye­li ve dü­şük ver­gi ge­lir­le­ri, iş­siz­li­ğin di­ğer so­nuç­la­rı­dır.

İşsizlik yardımlarının ve İşsizlik Sigortasının uygulanmasını gerektiren nedenler ana hatlarıyla şöyle sıralanabilir,

  1. Çalışan kişinin ve ailesinin karşılaşacağı gelir kaybının ortaya çıkışı, maddi ve manevi çöküntüler ile bu sıkıntılardan doğacak suçlar ve toplumsal dengeyi bozucu sonuçları en aza indirecektir.

  2. Bu programın yaratacağı fon, üretken, iş gücünü artırıcı ve bölgelerarası dengesizliği yok edici yatırımlarla ülke ekonomisine yararı olacaktır.

  3. Program sayesinde, ülke iç talebin azalmasını engelleyecek ve satın alma gücünü artırarak, üretimin düşmesini engelleyecektir.

  4. İşsiz kalanlara yönelik sağlanılacak meslek edindirme ve meslek eğitimleriyle nitelikli iş gücünün artırılması sağlanacak, dolayısıyla üretimi olumlu yönde etkileyecektir. Diğer yandan, işi keyfi olarak bırakılması, gösterilen işi kabul etmeme hallerinde, işsizlik yardımlarından ve sigortasından yararlanamayacak olan işsizler, işine daha çok özen gösterecek ve verimlilik artacaktır. Bu sayede ekonomik ve sosyal hayatın akışını izleyerek daha ölçülü ve somut kararlar alınabilecektir.

Bu makale ilginizi çekebilir:   Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ve Ekonomik Etkileri

Sosyal Yardım Uygulamaları

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları, 29.05.1986 tarih ve 3294 sayılı kanunun 7. Maddesi uyarınca amacına uygun çalışmalar yapmak ve ihtiyaç sahibi vatandaşlara nakdi ve ayni yardımda bulunmak üzere her il ve ilçede kurulmuştur.

1. Ayni Yardımlar: Kişilerin barınma, gıda malzemeleri, eğitim araç-gereçleri, ücretsiz kitap dağıtımı, aşevi ve tedaviye yönelik hizmetlerdir. Araştırmalara göre her yıl artış görülmektedir.

2. Nakdi Yardımlar: Sağlık yardımları ve eğitim gibi okumaya devam eden çocukların sayısını artırmak ve anne çocuk sağlık yardımlarına ilişkin uygulamayı hedeflemektedir.

Türkiye-Almanya Karşılaştırılması

1883 yılında Almanya’da kurulan sosyal güvenlik sistemi her geçen gün yapısını geliştirerek dünyanın en iyi sosyal güvenlik sistemi olmuştur. Ayrıca bu güvenlik sistemi dünyadaki en kapsamlı güvenlik sistemidir. Türkiye’de ise bu kavram 1999 yılında uygulamaya girip 2000 yılında faaliyete başladığı için birçok eksik yönü ve Almanya arasında birçok farklılığı bulunmaktadır. Türkiye bu eksikliklerini kapatmak için 2006 yılında onaylanan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası’yla birlikte sosyal güvenlik sistemini baştan yenilemiştir. Böylece daha kapsamlı bir yapı oluşturulmuştur. Ancak Almanya gelişmiş bir ülke olduğundan ve ilk sosyal güvenlik sistemini oluşturmasından dolayı köklü bir geçmişe ve tecrübelere sahiptir. Türkiye’de ise prim oranları düşük olduğundan ve tek bakanlığa bağlı olduğundan daha toplu, basit ve anlaşılır bir sosyal güvenlik sistemine sahiptir.

Almanya’da işsizlik, aile, ebeveyin, lojman ve sosyal güvenlik yardım uygulaması bulunur. Türkiye’de ise işsizlik ödeneği, ücret garanti fonundan yapılan ödemeler ve iş kaybı tazminatı ile sınırlı kalır. Almanya’nın Türkiye’den daha kapsamlı yardım uygulamasının sebebi gelişmişlik düzeyi ve köklü bir yapıya sahip olmasıdır.

Türkiye ve Almanya’nın arasındaki en önemli fark işsizlere yapılan yardımlarda ortaya çıkar. Çünkü Almanya’da işsizlere yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi alınıp kesinti yapılmaktadır. Türkiye’de ise sadece işsizlik ödeneği ve kısa çalışma ödeneğinden damga vergisi alır diğer yaptığı yardımdan vergi almaz veya kesinti yapmaz. Bu sebepten ötürü Türkiye’deki işsizler Almanya’daki işsizlerden daha avantajlı olur. Çünkü Türkiye’deki işsizlerin eline geçen net tutar daha fazla olmaktadır.

Sonuç

İki çam ağacı hayal edelim. Bir ağaç 1883 yılında diğer ağaç ise 2000 yılında dikilmiş olsun. 1883 yılında dikilen ağaç bu seneye kadar kökleri sağlamlaşmış ve derinleşmiştir. 2000 yılında dikilen ağaç daha toydur. Kökleri fazla sağlamlaşmamış, derinleşmemiş ve gölgesinde daha az insan barındırır. Bu örnekten yola çıkarak konuyu toparlamak gerekirse 1883 yılında dikilen çam ağacı 1883 yılında Almanya’da kurulan sosyal güvenlik sistemidir. 2000 yılında dikilen çam ağacıda Türkiye’de 2000 yılında kurulan sosyal güvenlik sistemidir. Almanya daha köklü yapıya sahip olduğundan işsiz ve yardıma muhtaç tüm kesime yardım ederken Türkiye daha yeni olduğundan sadece çalışarak işsizlik sigortası primi ödeyenlere yardımda bulunur. Tıpkı örnekte verdiğimiz gibi Almanya daha çok insana yardım yapar. Ağaçların türleri aynı olduğu gibi Türkiye ve Almanya’da yatırılması gereken katkı payları oransal olarak birbirine benzer. Dikilme zamanlarının farklı olması işsizlik sigortasındaki hak kazanma ve yararlanma kriterleri arasında da farklılık göstermektedir. İki ağacın coğrafi yeri farklı olduğundan dolayı farklı iklim koşullarına sahip olurlar. Bu yüzden farklı zamanlarda solup yeşerdiği gözlemlenebilir. Aynı Almanya’nın bakım sigortası ve iflas sigortası adında farklı bir sigorta kolunun olması gibidir.

Bu makale ilginizi çekebilir:   Kahve ve Dünya Kahve Piyasası

Kaynakça

  • Karagöl, E. T. (2010, Mayıs 1). SETAV. https://www.setav.org/issizligin-sosyal-maliyeti/ adresinden alındı
  • Teber, V. (2017). Sosyal Yardımların çalışma hayatına etkileri. Tembellik, 24.
  • UNDP. (2003). New York.