İçindekiler
- 1 Türkiye’nin Enerji Politikası ve Ekonomik Sonuçları
- 2 Enerji Kaynaklarının Önemi Ve Etkinliği
- 3 Enerji Fiyatları Ve Ekonomik Etkileri
- 4 Enerji Fiyatları Ve Cari Açık
- 5 Enerji Fiyatları Ve Ekonomik Büyüme
- 6 Enerji Politikaları
- 7 Enerji Fiyatları ve Maliyet Enflasyonu
- 8 Enerji Fiyatları Ve Enflasyon
- 9 Enerji Fiyatları Ve Para Politikaları
- 10 Enerji Fiyatları Ve Siyasi Süreçler
- 11 Alternatif Enerji Kaynakları Ve Türkiye
- 12 Türkiye’nin Enerji Politikası ve Enerji Verimliliği Gelişim Raporu
- 13 Sonuç
Türkiye’nin Enerji Politikası ve Ekonomik Sonuçları
Petrol ve doğalgaz şüphesiz dünya üzerindeki en önemli enerji kaynaklarındandır. İktisadi olarak ele aldığımızda ise, enerji kaynakları üretim sürecinde kullanılan girdilerin en başında yer almaktadır. Böylelikle enerjinin üretim için önemli olmasından dolayı enerji ile ekonomik büyümede birbirleriyle bağlı hale gelmiştir. Bundan dolayıdır ki ekonomik büyüme teorilerinde yer alan faktörlerin yanına enerji faktörü de ilave edilerek iktisadi açıdan önemini ortaya koymuştur. Yani enerjiler artık küresel çapta ekonomik büyümenin anahtar rolü haline gelerek ülkeler açısından önem kazanmıştır. Üretim açısından bu yöndeyken birde tüketiciler açısından ele alınması gerekir. Öyle ki evlerimizde ısınma, sıcak su gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Artan nüfus dolayısıyla bu kaynaklara olan talebimiz her geçen gün daha da artış göstermektedir.
Enerji Kaynaklarının Önemi Ve Etkinliği
Enerji kaynakları yaşamsal faaliyetlerimizi sürdürmemizin yanı sıra kaynakların iktisadi açıdan oluşturulması içinde en gerekli faktörlerden biridir. Enerji kaynakları, ısınmadan, aydınlanmaya ve çeşitli üretim faaliyetlerinin gerçekleşmesi için olmazsa olmazlarımızdandır. Ülkemizde sürekli olarak nüfusun artması ve 1980 dönemi sonrasında sanayileşme faaliyetlerinin hızla artış göstermesiyle birlikte enerji kaynaklarına olan ihtiyaç giderek artış göstermiştir. Ancak enerji kaynakları ülkeler için ne kadar önemli bir konumda olsa da ülkemiz ne yazıkki enerji kaynakları açısından dışa bağımlı ülke konumundadır. İthalat üzerinde enerji kaynakları önemli bir yüke sahiptir. Bundan dolayıdır ki en ufak bir fiyat dalgalanmalarında dahi ekonomimiz olumsuz anlamda etkilenmektedir. Yani meydana gelecek değişimler ekonomimizde daralmalara ya da genişlemelere sebep olabilir. Bunun yanında ithalat-ihracat arası farklılıklara yani cari açık vermemize neden olan en önemli sebepler başında da dış kaynaklardan sağladığımız enerji gelmektedir.
Petrol Nedir?
Petrol, kısaca taş yağı anlamına gelmektedir. İşlenmemiş sıvı haldeki petrole ham petrol, gaz halinde bulunan petrole ise doğalgaz denilmektedir. Petrol günümüzde önemini korumaktadır. Çünkü birçok madde üretiminde hammade olarak ve araçlarda yakıt olarak kullanılmaktadır. Petrolün kalitesini ise şu iki ölçüt belirlemektedir. Bunlar : Petrolün içinde yer alan sülfür miktarı ve yoğunluğudur.
Aşağıda 2018 yılında güncel olarak açıklanan ve ilk 20 sırada yer alan en çok petrol rezervlerine sahip ülkeler ve mevcut kaynakların ne kadar olduğu yer almaktadır.
ÜLKELER |
REZERV(VARİL) |
1. Venezuela |
300.900.000.000 |
2. Suudi Arabistan |
266.500.000.000 |
3. Kanada |
169.700.000.000 |
4. İran |
158.400.000.000 |
5. Irak |
142.500.000.000 |
6. Kuveyt |
101.500.000.000 |
7. Birleşik Arap Emirlikleri |
97.800.000.000 |
8. Rusya |
80.000.000.000 |
9. Libya |
48.360.000.000 |
10. Nijerya |
37.060.000.000 |
11. Amerika Birleşik Devletleri |
36.520.000.000 |
12. Kazakistan |
30.000.000.000 |
13. Çin |
25.620.000.000 |
14. Katar |
25.240.000.000 |
15. Brezilya |
13.000.000.000 |
16. Cezayir |
12.200.000.000 |
17. Angola |
8.273.000.000 |
18. Ekvador |
8.273.000.000 |
19. Meksika |
7.640.000.000 |
20. Azerbaycan |
7.000.000.000 |
ÜLKELER
REZERV(VARİL)
Daha devam etmekte olan bu listede Türkiye ise 388.500.000 varil ile 50. sırada yer almakta. Yani ülkemizde petrol mevcut durumda olsa da çıkarılma faaliyetlerinin maliyeti ve iç piyasaya olan yetersizliğinden dolayı dışarıdan ithal edilmektedir. Bu da ekonomimiz için önemli bir yüktür. Ayrıca ithalatın dolar kuru cinsinden yapılması da dolar kurunda meydana gelecek olan dalgalanmalar ekonomimizi etkilemektedir.
Türkiye Petrol Piyasası Hakkında
KAYNAK: http://www.epdk.gov.tr/Detay/Icerik/3-0-107-1008/petrolyillik-sektor-raporu
Aşağıda Türkiye’nin son altı yıllık (2018 yılı için ilk 9 ay) ham petrol ithalat rakamları verilmiştir;
KAYNAK:TUİK
Görüldüğü gibi ülkemizin petrol ihracatı giderek artan bir seyir izlemektedir. Artan bir seyir ile beraber son zamanlarda dolar kurunda meydana gelen artışlar dolayısıyla TL’nin yabancı para karşısında değer kaybetmesiyle birlikte maliyetler artmaktadır.
Petrol Fiyatları Nasıl Belirlenir?
Petrol fiyatları genel olarak arz-talep dengesi ile belirlenmektedir. Yani arz talep dengesi ne kadar doğru bir şekilde sağlanırsa fiyatta o kadar dengeli bir şekilde oluşmaktadır. Küresel anlamda petrol arzının önemli olduğu kadar bu petrolü talep eden ülkelerin ekonomik büyümeler veya daralmalar doğrultusunda da talep edeceği miktar, fiyat oluşumunda o kadar önemlidir. Ayrıca petrol üreten ülkelerin üretimindeki dalgalanmalar da fiyatlar üzerinde etkilidir. Buna örnek olarak 1973 yılında meydana gelen petrol krizini örnek verebiliriz. Meydana gelen Arap-İsrail savaşı sonrasında petrol üretiminde önemli bir konuma sahip olan Arap devletleri petrol arzını kısarak petrol fiyatlarının artmasına sebep olmuştur. Böylelikle ABD gibi gelişmiş olan ülkelerin enerjiye olan ihtiyacının fazla olmasıyla ve fiyatların yükselmesiyle krizden etkilenmiştir. Ülkemiz de bu krizden etkilenmiştir. Petrol fiyatlarının bu dönemde 4 katına çıkması ve petrolü ithal etmemiz dolayısıyla ekonomimizi 4 kat olumsuz etkilemiştir. Tabi ki cari açık artmış ve bir kriz ortamı oluşumuna sebep olmuştur. Bunların yanı sıra başta yer alan petrol tüketici ülkelerinde mesela ABD gibi petrole alternatif olan kaya gazı üretimini arttırmasıyla birlikte piyasada meydana gelen arz fazlasıyla birlikte fiyatlarda düşüşler meydana gelmiştir. Bir diğer etmen ise sözü geçen ülkelerin petrol üreten ülkelere uyguladığı yaptırım sonucundan da petrol fiyatları etkilenmektedir.
Doğalgaz Nedir?
Bir petrol türevi olan doğalgaz, yer kabuğunun içinde bulunur ve yanıcı gaz karışımıdır. Petrolden sonra ikinci önemli enerji kaynağıdır. Çünkü kömür gibi diğer katı yakıtlara göre doğayı daha az tahrip etmektedir. Yandığında sadece su buharı ve karbondioksit açığa çıkmaktadır. Buda onu diğer enerji kaynaklarına göre daha tercih edilir kılmaktadır. Doğalgazın çok farklı fonksiyonlarda kullanılması (sanayi, ısınma gibi) ve ülkemizin nüfusunun artış göstermesi dolayısıyla doğalgaza olan talep giderek artış göstermektedir.
Doğalgazı iki şekilde ele alabiliriz. İlk olarak tüketim açısından baktığımızda; evlerimizde ısınma, mutfak amaçlı, sıcak su gibi birçok alanda kullanmaktayız. İkinci olarak, üretim olarak ele alabiliriz. Çünkü doğalgaz sanayi alanında ve elektrik üretiminde oldukça fazla kullanılmaktadır. Ayrıca, beyaz eşya boyamalarında, mürekkep yapımında ve ağır sanayi gibi birçok alanda üretim odaklı olarak kullanılmaktadır.
Aşağıda 2017 yılı itibariyle Dünya kanıtlanmış doğalgaz rezervleri dağılımı yer almaktadır.
ÜLKE |
2017 YILI REZERVİ(trilyon metreküp) |
RUSYA |
35 |
İRAN |
33,2 |
KATAR |
24,9 |
TÜRKMENİSTAN |
19,5 |
A.B.D. |
8,7 |
S.ARABİSTAN |
8 |
B.A.E |
5,9 |
VENEZUELLA |
6,4 |
NİJERYA |
5,2 |
CEZAYİR |
4,3 |
AVUSTRALYA |
3,6 |
IRAK |
3,5 |
ÇİN |
5,5 |
ENDONEZYA |
2,9 |
NORVEÇ |
1,7 |
DİĞER |
19,3 |
TOPLAM |
193,5 |
ÜLKE
KAYNAK:http://www.petform.org.tr/dogal-gaz-piyasasi/dunya-dogalgaz-piyasasi/
Ülkemiz ise 2017 yılı itibariyle 25.987.376.299 metreküp doğalgaz rezervine sahiptir. Bunun ise 19.950.561.587 metreküpü üretilebilir rezervdir.
Türkiye ve Doğalgaz
Aşağıda ise ülkemizin 2013 yılından itibaren üretim, ithalat, ihracat gibi rakamları yer almaktadır.
YILLAR |
ÜRETİM(milyon Sm3) |
İTHALAT(milyon Sm3) |
İHRACAT(milyon Sm3) |
2013 |
537 |
45.269 |
682 |
2014 |
479,39 |
49.262 |
632,6 |
2015 |
381,37 |
48.427,08 |
623,9 |
2016 |
367,28 |
46.352,17 |
674,68 |
2017 |
354,15 |
55.249,95 |
630,67 |
YILLAR
KAYNAK:http://www.petform.org.tr/dogal-gaz-piyasasi/dunya-dogalgaz-piyasasi/
2017 yıl sonu itibariyle ülkemizin toplam doğalgaz tüketim miktarı ise 53,5 milyar metreküp olarak gerçekleşmiştir.
Doğalgaz ve Kullanım Alanları
Aşağıdaki tabloda Türkiye’de doğalgazın sektörler olarak ve konutlarda hangi miktarlarda kullanıldığı milyon sm3 olarak verilmiştir.
SEKTÖR |
2014 |
2015 |
2016 |
2017 |
ENERJİ SEKTÖRÜ |
367.41 |
302.34 |
1.756.54 |
2.056.51 |
ULAŞIM SEKTÖRÜ |
86.56 |
423.11 |
456.05 |
529.42 |
DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜ |
23.441.97 |
19.010.67 |
16.736.38 |
20.536.52 |
SANAYİ SEKTÖRÜ |
12.375.53 |
13.965.53 |
12.600.34 |
13.372.13 |
HİZMET SEKTÖRÜ |
3.018.49 |
3.160.64 |
3.123.33 |
3.725.76 |
KONUTLAR |
9.304.42 |
11.000.36 |
11.701.25 |
13.514.94 |
DİĞER |
122.80 |
136.63 |
106.99 |
121.86 |
TOPLAM |
48.717.18 |
47.999.28 |
46.480.78 |
53.857.14 |
KAYNAK: http://www.epdk.gov.tr/Detay/Icerik/3-0-94-1007/dogal-gazyillik-sektor-raporu
Türkiye’nin Doğalgaz Boru Hatları
• Rusya Türkiye Doğalgaz Boru Hattı
• Mavi Akım Gaz Boru Hattı
• İran-Türkiye Ana İletim Hattı
• Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı
• Türkiye Yunanistan Doğalgaz Enterkonneksiyonu
TÜRKAKIM Projesi
Bu proje kısaca Türkiye ile Rusya arasında kurulan doğalgaz boru hattını temsil etmektedir. Bu hat iki hattan oluşmaktadır ve Rusya üzerinden başlayıp ülkemize kadar Karadeniz kıyılarından ulaşmakta ve buradan da komşu ülkelerimizin sınırlarına kadar devam etmektedir. Başta da belirttiğimiz gibi bu proje denizden ve kara yolundan oluşan borular ile iki hattan oluşmaktadır.
Deniz üzerine kurulacak olan boru hattının yapım aşamaları ve işletme faaliyetleri Rusya üzerine aittir. Kara üzerinden kurulacak 2 hat ise;
Birincisi; Türkiye tarafından kurulacak ve direkt olarak arada herhangi bir aracı ülke olmaksızın ülkemize doğalgaz sevkiyatını gerçekleştirecektir. Diğer hat ise, Rusya’dan gelen gazı Avrupa’ya iletmek için ülkemiz üzerinden kurulan hat ile sağlanacaktır. Kurulacak olan bu hat Rusya-Türkiye ortaklığı ile yapımı ve işletmesi %50-%50 ortaklık ile gerçekleşecektir. Bu aşamalar iki ülke tarafından kurulan ortak bir şirket ile gerçekleşecektir. Tüm bu projelerin çalışması başlanmış olup 2019 yıl sonu itibariyle kullanıma açılması planlanmaktadır.
TANAP Projesi
TANAP Projesi, uzun adıyla Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı projesi Azerbaycan’da üretilen gazın ilk olarak Türkiye’ye ardından da Avrupa’ya taşınmasını sağlayacak projedir. Ülkemizde 20 il üzerinden geçmektedir. Uzunluk olarak ise Azerbaycan’dan Avrupa’ya 3500 km’lik bir koridordan oluşmaktadır. Proje 12 Haziran 2018’de törenle açılmıştır. Ülkemiz ise bu hat üzerinde sadece geçiş ülkesi olmak yerine bu oluşan değer zincirinde de söz sahibi olmaktadır. Ayrıca giderek artan enerji ihtiyacımız karşısından alternatif olarak imkan sağlayacak bu proje enerji talebimizinde güvenilir bir şekil almasını sağlamaktadır.
Enerji Fiyatları Ve Ekonomik Etkileri
Enerji fiyatlarında meydana gelen değişimler ekonomiyi 2 yönlü etkilemektedir. Birinci olarak, arz yönünden etkiler. İkinci olarak ise talep yönüyle etkilemektedir.
Arz yönünden, fiyatlarda meydana gelen artışlar üretim maliyetlerinin artmasına sebep olarak olumsuz bir etki yaratmaktadır. Talep yönünden ise meydana gelen belirsizlik ve gelir etkisi açısından ele alınabilir.
Enerji Fiyatları Ve Cari Açık
Cari açık, ülkenin ithalatının ihracatından fazla olması durumudur. Satın aldığı malların sattığı mallardan fazla olması anlamına gelmektedir. Bir başka anlamda ise ülkenin yaptığı üretimden daha fazla tüketim yapması yani daha fazla harcaması anlamına gelmektedir. Bu arada ki farktan dolayı karşımıza borçlanma çıkar. Yani aslında olmayan parayı harcadığımız anlamına gelir ve böylelikle borçlanmış oluruz. Bu parayı eğer yatırımlar gibi olumlu ve kısa zamanda geri dönüş sağlayacak şekilde kullandıysak borcu kolay bir şekilde ödeyebiliriz. Ancak kamu harcamalarına kaynak olarak ya da bütçe açıklarının finanse edilmesinde kullandıysak borcu ödememiz güçleşecektir ve karşımıza borcun borç ile kapatılması durumu çıkacaktır. Cari açığın üzerindeki en büyük yük ülkemizin ara mal ithalatı ve enerji ithalatıdır. Ülkemiz sürekli olarak yatırım malları ithalatı gerçekleştirmektedir. Bunun yanında enerjiye olan ihtiyacın her geçen gün artması ve dışa bağımlı olduğumuz için döviz kurunda meydana gelen dalgalanmalar cari açığımızı etkilemektedir.
Aşağıdaki tablo ise bu yazılanları destekler niteliktedir.
• Tabloyu incelediğimizde ülkemiz açısından enerji ithalatı cari açık üzerinde önemli bir yüke sahiptir. Kısmen de olsa son yıllarda diğer yıllara göre düşüş göstermesinin nedenlerinin başında 2015-2016 yılları arasında meydana gelen varil fiyatlarının düşmesi gösterilebilir. Ancak 2017 yılı itibariyle ülkemiz açısından petrol fiyatlarının yükselmesi ve dolar kurunun artış göstermesiyle birlikte petrol ithalatına ödenen paralarda artış görülmektedir.
Peki, cari açığı azaltmak için ne yapılabilir?
Yukarıda da yazdığımız gibi ve tablodan hareketle cari açığın en önemli sebeplerinin yatırım malları ve enerji ithalatı olduğunu söyledik. Buradan hareketle cari açığı azaltmak için üretimimizi arttırarak yani ihracatımızı arttırarak cari açığı azaltacağımızı öne sürebiliriz. Ancak üretimde kullanılacak olan en önemli girdilerden birinin enerji olmasıyla birlikte dışa bağımlı olmamız dolayısıyla ithalatımızda artacağından aradaki makas daha da açılacaktır. Yani cari açık olumsuz etkilenecek buda ekonomimizi kötü bir duruma sokacaktır.
Bu yüzden ülkemiz enerji alanında bu kaynaklara alternatif olarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmelidir.
Enerji Fiyatları Ve Ekonomik Büyüme
Ekonomik büyüme kısaca bir ekonomide yer alan üretim kapasitesindeki artış miktarını temsil etmektedir. Yani buradan hareketle ne kadar çok üretim yaparsak ve bu üretimin fiyatlar ile çarpılması sonucunda meydana gelen artış sonucunda büyüme gerçekleşir. Ancak bahsettiğimiz gibi önemli olan konu üretim yapılmasıdır. Ekonomik büyüme gerçekleşmesi için enerji tüketimi artmakta ve buradan hareketle de enerji tüketiminin artışı ya da azalışı ekonomik büyümeyi etkilemektedir. Üretim için gerekli olan girdilerin başında ise enerji yer almaktadır. Gelişen sanayi koşulları ile birlikte enerjiye duyulan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Ancak ülkemiz açısından enerjide dışa bağımlı olmamız dolayısıyla enerji fiyatlarındaki değişmeler büyümemizi ve buradan hareketle de ekonomimizi doğrudan etkilemektedir.
Enerji Politikaları
Enerji politikaları kısaca, ekonomi ve enerji arasındaki etkileşim sürecinde yer alan kararların alındığı kurumsal yapıyı belirtir. Bu politikalar, kısa dönem için arz-talep arasındaki etkileşimi uzun dönemdeyse bu kaynakların planlama faaliyetlerinin yer aldığı yapıyı temsil eder. Bu politikalar günümüzde küresel olarak dünya üzerinde büyük öneme sahip olan petrol ve doğalgaz tarafından belirlenmektedir. Bununla birlikte yani bu kaynaklara sahip olan ülkeler politikalar açısından karşımıza çıkmaktadır. Ülkemiz ise bu politika bağlamında kendi kaynaklarına sahip olmayıp bu kaynakları dışarıdan satın aldığı için söz sahibi ülkelerin politikalarından küresel anlamda etkilenmektedir. Bu yüzden Türkiye ithal ettiği petrol ve doğalgaz fiyatlarında meydana gelecek olan fiyat değişim politika olaylarını takip etmek zorundadır. Yani fiyatlarda meydana gelecek olan en ufak bir artış bile ekonomimizi maksimum seviyede etkileyecektir. Ülkemizi ve diğer ülkeleri ilgilendiren enerji politikalarının gerçekleştirilmesindeki diğer unsurda ülkemizin bir geçiş ülkesi olmasıdır. Türkiye sahip olduğu coğrafi üstünlük sayesinde kaynakların sürekliliğinin devam ettirilebilmesi ve sağlanan arzın güvenliğinin sağlanması açısından enerji politikaları ve enerjilerin iletilmesi kapsamında uygulanan çeşitli taşıma projelerinin geliştirilmesi ve uygulanması ülkemiz için önemlidir.
Bu yüzdendir ki enerji politikalarının uygulanmasında etkin bir rol almalıyız. Ve küresel anlamda sözü geçen ülkelere boru hatları yardımıyla ülkemizden geçen kaynakların iletilmesini sağlamalıyız. Böylece siyasi anlamda da üstünlük ve söz sahibi olmamıza yarar sağlayacaktır.
Enerji Fiyatları ve Maliyet Enflasyonu
Diğer başlıklar altında da bahsettiğimiz gibi enerji fiyatlarında meydana gelen değişiklikler makroekonomik göstergelerimizi dolayısıyla ekonomimizi etkileyebilmektedir. Maliyet enflasyonu da bu etkilerin başında gelmektedir. Maliyet enflasyonu arz kaynaklı bir enflasyon türüdür. Maliyet enflasyonundan kısaca bahsedersek, üreticiler açısından girdi ya da hammadde fiyatlarında meydana gelecek artışlar sonucunda bu artışların fiyatlar üzerinde yarattığı etki sonucunda ortaya çıkan enflasyon türüne denilmektedir. Basit bir anlamda enerji fiyatlarında meydana gelecek olan artışlar sonucunda bu ürünleri girdi olarak kullanıp üretilen mal fiyatlarında artışlar meydana getirecek bu da maliyet enflasyonuna sebep olacaktır.
Enerji Fiyatları Ve Enflasyon
Enerji kaynaklarının üretim için en başta yer alan girdilerden biri olduğundan bahsetmiştik. Yani enerji fiyatlarında meydana gelen artışlar sonucunda bu ham maddeye ulaşım güçleşecek ve ekonomi olumsuz bir şekilde etkilenecektir. Bunun sonucunda da büyüme azalacak ve verimsizlik ortaya çıkacaktır. Tüketiciler ise bu olayların etkisini kısa dönemde çok fazla göstereceğini düşünürler ise doğal olarak tüketimleri kısma ya da sabit tutma eğilimi göstereceklerdir. Tabi bunu gerçekleştirmek için de ya tasarruflarını azaltma yoluna gidecekler ya da tüketimlerinin sabit kalması için borçlanmayı tercih edeceklerdir. Borçlanma olayı da beraberinde denge reel faiz oranında yukarı doğru bir artış yaratacaktır. Girdi fiyatlarındaki artışın üretimde meydana getirdiği düşüş ve reel faiz oranındaki artışın sonucunda reel para talebi düşecek ve enflasyonda artış meydana gelecektir.
Ve tüm bunlar, beraberinde GSYİH’de düşüşe, reel faiz oranı ve enflasyonda ise artış meydana getirecektir. Enflasyon artışı da tüketiciler açısından refah kaybına neden olacaktır.
Enerji Fiyatları Ve Para Politikaları
Enerji fiyatlarında meydana gelen değişimler para politikaları üzerinde de bir etki yaratmaktadır. Fiyatlarda meydana gelen artışlar sonucunda tüketicilerin bu ürünü tüketebilmesi için ödeyeceği tutar artacağından dolayı daha çok para talep edeceklerdir. Bunun sonucunda da para arzının arttırılması gerekecektir. Ülkemizde Merkez Bankası tarafından yapılan bu işlem doğru bir şekilde yapılmalıdır. Eğer ki artan para talebi karşısında para arzını arttırma yoluna gidilmez ise faiz oranları yükselecektir. Böylelikle faiz oranları artmış, enerji fiyatları ve düşüş gösteren bir GSYİH’nin olduğu ekonomi ortaya çıkacaktır.
Enerji Fiyatları Ve Siyasi Süreçler
Enerji fiyatlarının etkilenmesine neden olan bir diğer sebep ise siyasi süreçlerdir. Küresel anlamda söz sahibi olan ülkeler ve enerji kaynaklarını arz eden ülkeler arasında meydana gelen siyasi istikrarsızlık sonucunda fiyatlarda dalgalanmalar meydana gelebilir ve buda başlı başına ülkemizi etkilemektedir. Örnek vermek gerekirse, yakın zamanda ABD-İRAN arasında meydana gelen ambargo uygulamaları sonucunda Türkiye kullanmadığı gazın parasını ödemek zorunda kalacaktı. Bu da ekonomimiz için oldukça büyük bir yük demektir. O yüzdendir ki ülkemiz bu enerji kaynakları kullanımı doğrultusunda yapmış olduğu sözleşmeleri ileriye dönük olarak sürekli kontrol etmek zorunda ve alternatif kaynaklara da yer vermelidir.
Alternatif Enerji Kaynakları Ve Türkiye
Ülkemiz enerji kaynakları bakımından dışa bağımlı bir ülke olduğundan dolayı bu kaynaklara alternatif olarak yeni enerji kaynakları arayışına girmektedir. Ayrıca dışa bağımlı olmak yerine kendi milli kaynaklarını üretmek ve tüketmek istemektedir. Bunun yanında çevreyi daha az kirleten yenilenebilir kaynaklara yönelme çalışmalarına devam etmektedir. Ayrıca enerji kaynaklarına petrol, doğalgaz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yanı sıra nükleer enerjiyi de ekleme çalışmalarını sürdürmektedir.
Kaynak: https://kdk.gov.tr/haber/turkiyenin-enerji-yatirimlari/496
1-Yenilenebilir Enerji
Ülkemiz yenilenebilir eneri kaynaklarına önem vermektedir ve kaynak çeşitliliği bakımından da oldukça önemli bir potansiyele sahiptir. Hatta birçok ülkede bulunmayan jeotermal enerji olarak adlandırılan kaynağın dünya potansiyeli üzerinde %8 lik bir kısmına ülkemiz sahiptir. Ayrıca bu kaynaklara verdiği önem doğrultusunda 26 Ocak 2009 tarihinde Almanya’nın Boon şehrinde gerçekleştirilen toplantı sonrasında yapılan anlaşma sonucunda ‘ Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın kurucu üyesidir.
KAYNAK: http://www.yegm.gov.tr
Yenilenebilir enerji kaynakları ise:
• Rüzgar Enerjisi
• Güneş Enerjisi
• Jeotermal Enerji
• Hidroelektrik
• Biyokütle
a)Rüzgar Enerjisi
Ülkemizde bu yıl Haziran ayı sonuyla faaliyet gösteren rüzgar tribünlerinin toplam elektirik üretim gücü 6.671 MW’tır.
b)Güneş Enerjisi
Ülkemizde bu yıl Haziran ayı sonuyla toplam kurulu güneş panellerinin üretim kapasitesi 4.726 MW’tır. Bunun 4.703 MW’tı lisanssız, 23 MW’ı lisanslıdır.
c)Jeotermal Enerji
Ülkemizde bu yıl Haziran ayı sonuyla jeotermalden kaynaklı sağlanan güç toplam 1.144 MW’tır.
d)Hidroelektrik Enerjisi
Ülkemizde bu yıl Haziran ayı sonuyla 636 adet HES sayesinde 27.912 MW’lık enerji sağlanmaktadır.
2-Nükleer Enerji
Nükleer enerji, atom çekirdeğinin parçalanması sonucunda açığa çıkan enerji türüne denilmektedir. Böylelikle açığa çıkan ısı enerjisini, elektrik enerjisine çevirmede kullanılmaktadır. Nükleer enerji, 1970’li yıllarda petrol krizinin patlak vermesiyle birlikte yaygınlaşmaya başlamıştır. Ayrıca petrol ve doğalgaz açısından kaynaklara sahip olmayan ülkeler bu kaynalara olan bağımlılığını azaltmak ve alternatif kaynak yaratmak için bu alana yönelmiştir. Zaman itibariyle nükleer enerji varlığını korumuştur ve korumaya devam edecektir. Nükleer enerjinin diğer kaynaklara göre çevreye daha az zarar vermesi, ucuz ve devam ettirilebilir olması ve erişilmesi kolay bir kaynak olmasından dolayı onu diğer kaynaklara göre daha kullanılır kılmaktadır. Ayrıca enerjinin açığa çıkarılmasında hammadde olarak kullanılan uranyuma ulaşımın kolay olmasından dolayı nükleer enerjinin diğer kaynaklara göre birim fiyatlandırma açısından daha ucuza maal edilmesine imkan vermektedir. Bundan dolayıdır ki petrol ve doğalgaz gibi sürekli olarak fiyat şokları meydana gelmemektedir. Fiyatlar stabil düzeyde hareket eder.
Nükleer enerjinin diğer yararları ise:
• Sera gazı salınımı yapmamaktadır. Böylelikle küresel ısınmayı olumsuz olarak etkilememektedir.
• Kurulduğu alan dolayısıyla geniş bir alanı kapsamamaktadır. Bundan dolayı; bölgedeki yerleşim ve tarım alanlarına olumsuz etki yaratmaz.
Ülkemizin nükleer enerji ile tanışması ise; Türkiye Rusya arasında Akkuyu sahasında bir nükleer enerji santralinin kurulmasıyla olmuştur. Yapılan fiziki alan analizi ve değerlendirmeler sonucunda inşaata başlanmış olup santralin ilk aşamasının 2023 yılı itibariyle bitirilmesi planlanılmaktadır. İkinci proje olarak Sinop’ta kurulması planlanan nükleer tesis için ise Japonya ile anlaşma sağlanmıştır. Bu projeler kapsamında ülkeye katkısı açısından sadece enerji sağlamasına bakmamakla birlikte kurulacak olan santraller dolayısıyla çalışacak işgücüne ihtiyaç duyulacağından dolayı hem istihdama katkı sağlayacak hem de diğer sektörler arası etkileşime imkan verecektir.
Görüldüğü gibi enerji kaynakları açısından pörtfoy imkanı sağlanabilmektedir. Ülkemiz petrol ve doğalgaz kaynakları bakımından dışa bağımlı olduğu için bu kaynaklara daha fazla önem vermelidir. Böylelikle enerji ithalatına harcayacağı paraları üretim için kullanarak hem cari açığın azalmasına imkan verir hem de büyümeye olumlu bir katkı sağlar. Ayrıca yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımıyla birlikte çevreye verilen tahribi daha azaltarak doğal hayata ve biz insanlara olumlu etki yaratmaktadır.
Türkiye’nin Enerji Politikası ve Enerji Verimliliği Gelişim Raporu
Enerji Verimliliği Kanunu 2007 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu kanun ve 2012 yılında yürürlüğe giren Enerji Verimliliği Strateji Belgesi ile 2011 yılı baz değer olarak alınarak 2023 yılında GSYİH başına tüketilen enerji miktarının baz yıla göre en az %20 oranında azaltılması amaçlanmıştır. Ayrıca enerji tasarruf hedefleride konularak tasarrufların gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Bunların yanında 2018 yılında yürürlüğe giren Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı ile birlikte, enerji kaynakları açısından dışa bağımlılığın azaltılması, enerji maliyetlerinin düşürülmesi, enerji arz güvenliğinin arttırılması ve tüm bunların makro ekonomiye olan katkısı plan içerisinde öncelikler arasında yer almaktadır. Eylem planıyla birlikte hedef olarak konulan 2023 yılına kadar 23.9 milyon ton enerji tasarrufu hedeflenmiş olup bunun gerçekleştirilmesi sonucunda ise 8.4 milyar doların cebimizde kalması amaçlanmaktadır. Bu eylem planları kapsamında 2017-2023 yıllları arasında 6 alanda uygulanmak üzere konulan 55 eylem planı ile 2023 yılı itibariyle ülkemizin enerji tüketiminin %14 azaltılması hedeflenmektedir.
Bu kapsamda aşağıda enerji sektörüne yönelik hazırlanmış enerji verimliliği önlemleri yer almaktadır:
KAYNAK:http://www.enerji.gov.tr/File/?path=ROOT%2f1%2fDocuments%2fSayfalar%2fenver_gelisim_rapor_2018.pdf
Bu eylem ve planların yanı sıra, 2019 yılında uygulanacak olan market poşetlerinin ücretli olmasına ilişkin kanunun Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla birlikte kabul edilmiş olup enerji tüketimine ve çevreye etkisi olumlu olacaktır. Çünkü poşetlerin üretiminde kullanılan polietilen maddesi için petrol gereklidir. Petrol açısından dışa bağımlı olduğumuz için artan poşet kullanımı bizim için artan maliyet,artan cari açık ve düşük büyüme demektir. Ayrıca poşetlerin geri dönüşümü için harcanan enerji maliyetleri ise poşet imalatından daha fazla olup gereksiz yere enerji israfına yol açmaktadır. Bu bilgiler ışığında doğayı daha az tahrip eden ve geri dönüşümü daha kolay sağlanan poşetler kullanmaya özen göstermeliyiz.
Sonuç
Sonuç olarak ülkemiz enerji kaynaklarının kullanılması ve talep edilmesi üzerine dışa bağımlı bir ülkedir. Enerji kaynaklarının fiyatları ise dolar kuru ya da siyasi bir durum karşısında hareketlidir. Ülkemiz fiyatlarda meydana gelecek değişimleri takip etmek zorundadır ve her zaman oluşabilecek fiyat şoklarına karşı hazırlıklı bir durumda olmalıdır. Ayrıca daha düşük maliyetle talep edilen ve verimliliği fazla olan kaynakların arayışına girmelidir. Bunlar yenilenebilir enerji kaynakları olabilir. Bunların yanı sıra enerji ağır olarak üretim yapan sanayimiz yerine Endüstri 4.0 ile birlikte teknoloji yoğun üretim faaliyetlerine geçerek enerjiye olan talebini biraz olsun kısarak ekonominin rahatlamasına sebep olacak alternatif yollar aramalıdır. Ayrıca enerji kaynaklarının satın alınmasında yaptığı sözleşmeleri, olması muhtemel risklere karşı da kendi çıkarlarına yarayacak şekilde yapmaya özen göstermelidir. Bunun yanında ülkemizin de söz sahibi olduğu TANAP ve TÜRKAKIM gibi projelere daha fazla önem vererek hem enerji piyasalarında söz sahibi olmalı hem de enerji ihtiyacını karşılamada kaynaklar açısından farklılılık sağlamalı ki olası muhtemel olumsuz durumlarda kaynak aramak zorunda kalmasın.
Kaynakça
- http://www.enerji.gov.tr/tr-TR/Sayfalar/Dogal-Gaz
- http://www.pigm.gov.tr/index.php/istatistikler
- http://dergipark.gov.tr/download/article-file/236539
- http://dergipark.gov.tr/download/article-file/43900
- http://www.tuik.gov.tr/Start.do;jsessionid=8L8ncCJQkKW8zpySDqhQPh6T0s6RVGvBJPxJ9tD8gDcJL74d5J2X!-415375928
- http://www.mahfiegilmez.com/2012/01/ekonomik-buyume-ne-demektir.html
- https://prezi.com/u7riryhlz23d/ekonomik-buyume-nedir/
- http://www.tuicakademi.org/opec-ve-petrol-krizi/
- https://dergiler.sgb.gov.tr/calismalar/maliye_dergisi/yayinlar/md/157/06.Mehmet.MUCUK_Dogan.UYSAL.pdf
- https://iibfdergi.deu.edu.tr/index.php/cilt1-sayi1/article/view/307
- http://www.acarindex.com/dosyalar/makale/acarindex-1423937034.pdf
- http://dspace.marmara.edu.tr/bitstream/handle/11424/5102/__THAL%20HAM%20PETROL%20F__YATLARININ%20T__RK__YE___DEK__%20MAKROEKONOM__K%20AKT__V__TELER%20__ZER__NDEK__%20ETK__S__%5b%234388%5d-3791.pdf?sequence=1&isAllowed=y
- https://www.bp.com/content/dam/bp/en/corporate/pdf/energy-economics/energy-outlook/bp-energy-outlook-2018.pdf
- http://www.spk.gov.tr/SiteApps/Yayin/YayinGoster/1018
- http://www.enerji.gov.tr/tr-TR/Sayfalar/Nukleer-Enerji
- http://www.enerji.gov.tr/File/?path=ROOT%2f1%2fDocuments%2fSayfalar%2fenver_gelisim_rapor_2018.pdf